Dizilerle ilgili, 80'li, 90'lı, 2000'li yılların, hatta günümüzün bile çok tartışma yaratan sorularından bir tanesi, "en iyi sitcom"un hangisi olduğudur.

Komedi dizisi severlerin bu soruya How I Met Your Mother, Friends, The Big Bang Theory ve The Office gibi verebileceği tonla cevap var ancak bu listede hiç de geri planda bırakılmayacak bir Seinfeld olduğunu da unutmamak gerekir.

1980'li yılların New York'unda geçen dizi, komedyen Jerry Seinfeld ve arkadaşlarının, hayatlarında yaşanan olayları oldukça sade bir dille, gerektiği yerde de kendine has iğneleyici tarzıyla aktarıyor.

Şehrin ortasında mütevazı bir apartmanda yaşayan Jerry'nin evi, ekibimizin ortak buluşma noktası sayılabilir. Jerry'nin evi olmazsa da hep beraber vakit geçirdikleri isimsiz "Restaurant" bir süre sonra sizin de favori mekânınız haline geliyor zaten.

Arkadaş grubu içerisindeki en etkin ve eğlenceli isimlerden biri olan Elaine Benes, yalnız, bağımsız bir kadın olmakla birlikte aynı zamanda Jerry'nin de eski kız arkadaşı.

"Elaine Benes" (Julia Louis-Dreyfus)

Tanışmaları uzun zaman öncesine dayanan George Costanza da Jerry'nin en yakın arkadaşlarından bir tanesi. Grubun en negatif, her şeyden şikâyet eden, pinti ve maalesef komik isimlerinden biri olan George, birçok kişi tarafından dizinin en sevilen karakteri olsa da benim için oldukça itici bir karakter. (Jason Alexander dünyanın en sempatik insanı, o ayrı konu.)

"Estelle Costanza" (Estelle Harris) "Geroge Costanza" (Jason Alexander) ve "Frank Costanza" (Jerry Stiller)

Bana göre, dizinin asıl yıldızı olan, Jerry'nin karşı komşusu Cosmo Kramer. Jerry bu apartmana ilk taşındığı sıralarda tanışan karakterlerimiz, zamanla aralarında samimiyetten de öte inanılmaz ilginç bir bağ kuruyor. Kramer, sonraki hamlesi asla tahmin edilemeyen ve daha önce herhangi bir sitcom'da benzerine bile rastlamadığım bir karakter.

"Cosmo Kramer" (Michael Richards)

Tavırlarından, ani çıkışlarına ya da aktör Michael Richards'ın doğaçladığı sahnelere kadar, başlı başına çok garip bir insan. Kendisinin doğallığı ile Jerry'nin bonkörlüğü de birleşince ortaya, Jerry'nin komşusu olan ama aynı zamanda sanki birlikte yaşıyorlarmış gibi de görünen inanılmaz eğlenceli bir arkadaşlık çıkıyor.

Dokuz sezon süren yolculuğunda izleyicisini sayısız maceraya çıkartıp yeni isimlerle tanıştıran dizi, başrollerinde; Jerry Seinfeld, Julia Louis-Dreyfus, Jason Alexander, Michael Richards gibi isimlere yer verirken; Courteney Cox, Jennifer Coolidge, Anna Gunn, Bryan Cranston, Bob Odenkirk, Lauren Graham, Marisa Tomei, Kristin Davis ve James Spader gibi ünlü isimleri de konuk ediyor.

Jerry Seinfeld ve "Friends" yıldızı Courteney Cox

Seinfeld, arkadaşlık ilişkileri üzerinden ilerliyor gibi görünse de daha çok karakterlerin başlarına gelen komik olaylara odaklanan bir dizi. Diğer sitcom'ların birçoğundan da kendini bu şekilde ayırıyor diyebiliriz.

Friends ile sürekli kıyaslanıyor olmasının sebebi de aslında bu. Ancak bu dizide komik olaylar; "arkadaşlık", "dostluk" ya da "aşk" gibi duygulardan çok daha ön planda, diğerleri ise en minimum düzeyde tutulmuş. Gerektiği noktalarda karakterler elbette birbirlerinin yanlarında oluyor ancak bunu bize hiçbir zaman Friends sıcaklığında hissettirmiyorlar.

Her komedi dizisinde olduğu gibi burada da bölümlük olaylar, durumlar yaşanıyor ancak Seinfeld'in zekice yazılmış senaryosu, burada kendisini bir adım öne çıkartıyor. Dokuz sezon boyunca yavaş yavaş tanıdığımız karakterlerin hayatlarında, mesela en başta gördüğümüz minik bir detay, son sezonda çok küçük bir sahnede karşımıza çıkabiliyor.

Ya da George karakterinin en başından itibaren birçok bölümde bahsini geçirdiği, yeri geldiğinde hafızlarımızdan çıkıp giden, kendi hayal dünyasında yarattığı ama aslında var olmayan "Art Vandelay"in, sürpriz bir şekilde final bölümde karşımıza çıkması gibi.

Esprilerin güncelliğini yitirmeye başlaması, teknolojinin ilerlemesi, modanın değişmesi gibi nedenlerden ötürü, bu diziyi 2020'li yıllarda izlemek, ilk çıktığında izlemek kadar etkili olmayabilir. Bunları göz ardı edersek de temelde, "izleyiciye iyi vakit geçirtmek" amacını çok başarılı bir şekilde karşılıyor.

Ancak üzülerek söylüyorum ki, final bölümü diziyi "mükemmel bir sitcom" olmaktan alıp, çok çok uzaklara götürmüş. Bu kadar eğlenceli bir diziye, bu final hiç yakışmamış. Üzerinde düşünülmüş, gerçekten emek sarf edilmiş ama bu uzun yolculuk çok daha mutlu bir şekilde sonlanmayı hak ediyordu.

Seinfeld'in çok severek izlediğimiz birçok komedi dizisine ışık tuttuğunu elbette ben de düşünüyorum. Kendinden sonraki birçok yapıma öncülük yapan dizi, oldukça keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor ancak bu, ondan sonra gelenlerin, ondan daha iyi olamadığı anlamına da gelmiyor.

Son bölümüyle beni gerçekten hayal kırıklığına uğratsa da Seinfeld'i izlediğim için yine de çok mutlu olduğumu, önemli olanın sonuç değil, sonuca gidene kadarki yol olduğunu ve onun da çok eğlenceli olduğunu özellikle belirtmek isterim.

Ekip, son bölümün çekimlerinin ardından sete veda ediyor.

Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek…
Paylaş