Euphoria'nın yaratıcısı Sam Levinson'ın yeni dizisi The Idol'ün ilk bölümü, Max platformunda yayımlandı. Johnny Depp ve Vanessa Paradis'in kızları Lily-Rose Depp ve ilk oyunculuk performansını sergileyen Kanadalı müzisyen The Weeknd'in başrollerini paylaştığı dizi, maalesef ki ilk bölümüyle izleyicinin beklentisini karşılayamıyor.
Başarılı bir pop yıldızı olan Jocelyn (Lily-Rose Depp), annesini kaybedişinin ardından ortaya çıkan psikolojik problemlerle uğraşan sorunlu bir kadın. Bir gece kulübü sahibi ve aynı zamanda bir müzisyen olan Tedros (The Weeknd) ise Jocelyn'e akıl hocalığı yapma görevini üstlenirken, zamanla ikilinin çarpık bir ilişkiye sürükleneceği tahmin ediliyor.
Yeni albümü için kendi evinde fotoğraf çekimleri yaptıran Jocelyn'in internete sızdırılan çarpıcı fotoğraflarıyla başlangıç yapan dizi, başarılı bir dram sahnesine imza atma yolunda ilerlerken, ilk yirmi dakika aynı sahne içerisinde kalarak izleyiciyi daha dizinin en başından sıkmayı başarıyor.
Karakterin psikolojik durumu ve davranışları, nedenleriyle birlikte iyi açıklansa da bu duygu, daha güçlü sahnelerle, belki bazı flashbackler ile izleyiciye daha iyi aktarılabilirmiş gibi duruyor.
Jocelyn'in yaşadığı gel-gitler 2000'lerde Britney Spears'ın yaşadığı problemlere benzetiliyor ve dans provası sırasında Britney’e bir selam gönderiliyor. O dönemde medya ve basın mensuplarının Britney'e ne kadar kötü davrandıklarından bahsedilirken, aynı çöküşü Jocelyn'in yaşamayacağından söz ediliyor.
Başlangıçta, iyi bir performans sergileyerek dikkat çeken Lily-Rose Depp'in ortalama oyunculuğu, izlerken rahatsız etmiyor olsa da Abel Tesfaye (The Weeknd)'nin donukluğu ve Tedros karakterinin anlamsız tavırları kesinlikle izleyiciyi tatmin etmiyor.
Twitter'da, "Senaryosunu kim yazdıysa istifa etmeli!" söylemlerine maruz kalan The Idol'ün sonraki bölümleri için beklentileri yükseltmenin pek anlamı yok gibi görünüyor.
İlk sezonu altı bölüm sürecek olan HBO dizisi, Türkiye'de BluTV üzerinden izlenebiliyor.
