Anne Hathaway ve Nicholas Galitzine'ın başrollerini paylaştığı Prime Video filmi The Idea of You, Robinne Lee'nin aynı adlı 2017 çıkışlı romanından uyarlama.
Yazar, daha sonrasında her ne kadar bunu inkâr etse de 2010'lu yıllarda çıkış yapmış One Direction grubuyla isminden çokça söz ettiren Harry Styles'ın, o dönemlerde 40'lı yaşlarda olan bir kadınla yaşadığı ilişkisinden esinlenerek yazılmış bir kitap olduğu spekülasyonları dolanıyor.
Bu kitabın Styles'ın, aralarında 10 yaş bulunan aktör Olivia Wilde ile yaşadığı sansasyonel ilişki sonrasında kaleme alındığı da söylenenler arasında olsa da ikilinin yaşadığı ilişki 2020 yılında başladığı için bunun için sadece asılsız bir iddiadan ibaret olduğunu söylemek daha doğru olur.
İkisinin olaylı ilişkisi bir yanda dursun, 40 yaşındaki bir kadının eskiden kızının hayran olduğu bir müzik grubunun solistine âşık olma hikayesi, her romantik komedide olduğu kadar peri masalı esintileri taşıyor ancak burada gerçekçiliğe de önemli ölçüde yer verilmiş olduğunu belirtmek isterim.
Geçtiğimiz yıllarda eşinden boşanmış olan Soléne (Hathaway), ergenlik çağındaki kızı Izzy ile birlikte yaşamakta olan bir yalnız anne. Fazlasıyla sorumluluk sahibi olan (!) eski kocasının, Izzy ve arkadaşlarını Coachella'ya götüreceği bir hafta sonunda acil bir işi çıkar ve çocukları bu önemli geziye götürme görevi Soléne'in üzerine yıkılır.
August Moon isimli, Izzy'nin çocukken hayranı olduğu grubun solisti Hayes (Galitzine) ile tanışma anı, maalesef fazlasıyla Wattpad hikayelerinden fırlamış gibi. Ancak Soléne de, etkinliğin lavabosu olarak düşündüğü karavanın aslında Hayes'’e ait olduğunu öğrenince tıpkı bizim gibi utançtan yerin dibine geçiyor.
İlgiden bulanmış olan pop yıldızımız, hiç beklemediği bir biçimde karşılaştığı bu güzel kadından çok fena etkilenince de hikâyemiz mecburen başlamak durumunda kalıyor.
Aralarında 16 yaş fark olan Soléne ve Hayes, şartlar ne kadar zorlasa da bir araya gelmenin bir yolunu buluyor, birlikte vakit geçirmeye devam ettikçe de birliktelikleri ortaya çıkmaya başlıyor ve ne yazık ki bu, peri masalının artık son sayfalarına gelindiğinin göstergesi.
Filmde, klasik bir romantik komedinin birçok izine rastlıyoruz aslında. Ancak sarı ve uçuk pembe alt tonlu sinematografilerin hâkim olduğu 2000'li yılların standart kalıplı filmlerinden farklı olarak The Idea of You'da karşımıza çıkan durumun sonuçları daha ağır ve biraz daha büyük bir topluluğu etkisi altına alıyor.
Ünlü ve sevilen bir yıldız olan Hayes'in, arasında uçuk bir yaş farkı bulunan sevgilisi ile yaşadığı olaylı ilişki zaten büyük kitleler tarafından kınanıyor, bu onaylanmayan ilişkinin ağır sonuçlarını her ikisi de fazlasıyla öderken, Soléne'in henüz bir lise öğrencisi olan kızı Izzy de acımasızca eleştirilere maruz kalıyor.
Yazının başında da bahsettiğim gibi Styles ve Wilde olayı, Robinne Lee tarafından her ne kadar keskin bir çizgiyle reddediliyor olsa da, yazar kitabı henüz taslak aşamasındayken Grinin Elli Tonu serisinin yazarı E. L. James'ten birçok konuda esinlendiğini rahatlıkla söylüyor.
Hayes karakterinin kitabın orijinalinde 20 yaşında olduğunu ancak seyirciden tepki çekmemek ve etik kurallara biraz daha uyum sağlayabilmek adına filmde 24 yaşında gösterildiğini eklemeyi de unutmayalım.
Sanat galerisi yöneticisi, rüya gibi bir ev sahibi, güçlü, genç ve de güzel bir kadın ile birlikte olmanın herhangi bir problem yaratmayacağını düşünen Hayes, Soléne'in içerisinde boğuştuğu dolambaçlı durumunu ve içten içe bu durumdan utanç duyduğunun pek farkında değil. Hayes yaşına göre her ne kadar olgun bir insan olarak tanıtılsa da aralarındaki yaş farkı dolayısıyla düşünce yapılarındaki farklılık da aslında burada izleyiciye gizliden gizliye veriliyor.
Günümüzde, kendinden onlarca yaş küçük kadınlarla beraber olan erkeklere herhangi bir tepki gösterilmezken, birkaç yaş fark bile olsa kadının büyük olması durumunda insanların içerisinden nasıl bir canavar çıkabildiğini çok güzel anlatmış The Idea of You.
Dokunaklı ve değerli oyunculuklar sayesinde sıkılmadan akıp gidiyor iki saat. Ancak filmin üzerinde, nedenini anlayamadığım bir biçimde filmin genelini kapsayan bir sönüklük var. Belki daha değişik bir final ile karşılaşsaydık yorumum çok daha olumlu olabilirdi diye düşünüyorum ama daha iyi nasıl bitebilirdi onu da bilemiyorum.
Filmin, peri masalının hem iyi hem de kötü yanlarını olabildiğince başarılı yansıttığını düşünüyor ve her ne kadar mükemmel olmasa da August Moon isimli hayalî bir müzik grubu yaratmak gibi zor bir işe giriştikleri için de ayrıca tebrik ediyorum.
Son olarak, herkesin hayatına kimse karışamaz; iki taraf da reşit olduğu müddetçe aşkın yaşı olmaz deyip, bu mevzuyu burada sonlandırıyorum. 😄
