Kasabanın genç ve güzel kızı Andie Bell, bir cinayete kurban gider ve polislerin araştırmaları sonucu edindikleri kanıtlarla şüpheli olarak erkek arkadaşı Sal'i bulurlar.
Sal tutuklanamaz çünkü Andie'nin ölümünden hemen sonra o da intihar etmiştir. Tüm kasaba halkı, polisler, onun katil olduğuna inanır ve Sal'in ailesini dışlarlar. Aileden nefret ederler.
Olayların üzerinden beş yıl geçmiştir. Sal'i tanıyan, ona çok iyi davranan, her zaman nazik olan ve onun birisini incitebileceğini düşünmeyen lise öğrencisi Pip, bu davayı tekrar açmaya karar verir.
Yapacakları bir lise öğrencisi olarak sınırlı olsa da Sal'in suçsuz olduğuna inanmaktadır. Sal'in erkek kardeşi Ravi ile birlikte kolları sıvar ve davayı tekrardan ele alır.
Holly Jackson'ın aynı adlı romanından uyarlanan İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi, benim için kitabına göre bir tık sönük kalan bir dizi. Kitabını alıp okumaya başladığım sıra dizinin yayınlanmasına birkaç gün kalmıştı. Yani kitabı okuduktan sonra sıcağı sıcağına dizisini izlemiş ve kıyaslama yapabilmiş oldum.
Oyuncu seçimlerinden başlayacak olursam aslında kitaptaki tasvirlere uyan karakterler oldukça fazla. Pip, Naomi, Cara, Andie, Becca, Max gibi... Bunun dışında kitaba göre uymayan oyuncu seçimleri de var. En göze batan Sal ve Ravi mesela. İzlerken inanılmaz gıcık olduğumu söyleyebilirim. Oyunculuklar iyi olsa yine kitabı okuyan izleyiciler için çok göze batmaz ama gel gör ki oyunculuklar da çok yavan.
Kitabını çok severek okuduğum için bende yarattığı etkiyi dizi maalesef yaratamadı. Kitapta yer alan eğlenceli sahneler dizide pek yoktu. Pip'in polislerden aldığı deliller, heyecanlı sahneler, sürekli ters köşeye uğradığım noktalar, kaçışmalar... Hiçbirini dizide yeteri kadar göremedik. Yani altı bölüme sığdırabilmek için çok fazla detay atlanmış.
İzlerken sürekli bana "böyle bir kitap varmış, haydi bunun dizisini çekelim" hissiyatı verdiği için diziyi heyecanla izleyemedim bile. Daha çok üzerinde çalışılıp, birkaç bölüm fazla uzatıp detaylara daha fazla yer verilseydi, ortaya daha iddialı bir dizi çıkardı. Hem dizi ağır bir tempoda da ilerlemezdi hem de daha sürükleyici olurdu diye düşünüyorum.
Bunun dışında kitabı okumayıp, diziyi izleyenlerin diziyi beğenme olasılığının daha yüksek olduğu da aşikâr. En azından kitaba göre var olan eksiklikler, diziyi izlerken kitabı okumayanlar için göze batmayabilir. Ben ister istemez bir karşılaştırma yaparak izlemiş oldum.
Biraz da olumlu yönlerinden bahsedelim. Dizide yer alan mekanları çok sevdiğimi söyleyebilirim. Başrolde yer alan Pip karakterini canlandıran Emma Myers'ı, popüler olan Wednesday dizisinde izlemiştik. Kendisi bana çok sempatik geliyor ve oyunculuğunu daha da geliştirebileceğini düşünüyorum. Dizide de en sevdiğim oyunculuk kendisine ait oldu.
Gelelim asıl olayımıza. Kasabada bir cinayet işlendi demiştim. Andie Bell sevgilisi Sal tarafından öldürülmüştü. Veya öyle sanılmıştı...
Peki olayın gerçek yüzü nasıldı? Sal gerçekten suçlu muydu? Yoksa katil başka birisi miydi? Yoksa suçlu olan birden fazla mı kişi vardı? Davayı ele almaya hazır olun.
Kitap, üç kitaplık bir serinin parçası. Ben henüz serinin diğer iki kitabını okumadım. Dizi de sadece ilk kitabı anlatıyor. Bu yüzden dizinin devam sezonları da gelebilir. Neden olmasın?
Kısa bir çerezlik yapım arayanlar için şans verilebilir bir dizi. Beni her ne kadar tatmin edemese de izleyip diziyi çok seven bir kesim olduğunu da söyleyelim hemen.
O halde siz izleyip karar verin en iyisi. 😊
Yorumlar