"Merak etme minik fare, bir sen değilsin hayalleri suya düşen... Fareler ve insanların en sıkı tasarıları dahi, sıklıkla ters gider... Ve vadedilen mutluluktan geriye... Acı ve keder kalır…"

1759 yılında doğmuş olan Robert Burns adlı İskoç şair ''İnsanlarla fareler hiçbir zaman hayallerini gerçekleştiremezler.'' temasıyla ''To a Mouse'' adında bir şiir kaleme almış. Yazar John Steinbeck ise bu şiirden yola çıkarak 1937 tarihinde yayımlanan ''Fareler ve İnsanlar'' kitabını yazmıştır.

Sel Yayıncılık'tan çıkan "Fareler ve İnsanlar" kitabı ve yazar ''John Steinbeck''

Okuduğum en güzel romanlardan birisi... Filminin çekilmesi de romanın dünya çapında tanınmasında etkili olmuştur. Hikayesi etkileyici ve sonu vurucu bir roman. İlk uyarlaması 1939 Lewis Milestone, ikinci uyarlaması 1992'de Gary Sinise tarafından çekilmiş. Kitabı kadar olmasa da 1992 yapımı filmi uyarlanabilecek en güzel şekilde uyarlanmış.

''George'' ve ''Lennie''

İlk önce oyunculuklar üzerine değinelim. Birbirine hem fiziksel hem zihinsel olarak zıt olan iki karakter: George ve Lennie. George, zeki, akıllı, ciddi, olgun, her şeyin farkında olan bir karakter. Lennie, zihinsel engelli ve büyük hayalleri olan ama hiçbir şeyin farkında olmayan bir karakter. Bu iki karakteri romanı okurken zihnimde çok belirli özelliklerle canlandırmıştım.

Lennie, oldukça kalıplı ve güçlü olmasına rağmen bu gücün sınırlarını dengede tutmayı beceremiyor. Bunun sebebi ise korkunç bir sebebe dayalı değil. Tamamen masumiyetine, saflığına bağlı. İyi niyetiyle dokunduğu her şey, sahip olduğu ve kontrol edemediği güç yüzünden başına kötü olaylar getiriyor...

George ve Lennie, Amerikan ekonomik krizinin olduğu dönemde iş arayan iki yoksul işçidir. Çalıştıkları yerlerden Lennie'nin çocuksu hali yüzünden hep ayrılmak zorunda kalmışlar. Lennie'ye sahip çıkan, onu koruyan, kollayan ise George. Onun hem dostu hem ebeveyni gibidir. Küçükken teyzesinin yanına aldığı Lennie ile hem güçlü bir bağ kurmuş hem de onu bırakamaz olmuştur.

Bu iki yoksul işçinin hayallerinden başka hiçbir şeyleri yoktur. İhtiyaçlarını giderebilecekleri bir ev, bahçe ve bakabilecekleri hayvanlar onların hayalleridir.

''Biz onlara benzemeyiz. Niye mi? Çünkü, çünkü yanımda sen varsın, beni kollarsın, senin için de ben varım. Niyesi bu işte...''
Ray Walston, Gary Sinise

Filmin oyuncu seçimi o kadar güzel ki romanı okurken zihnimde canlanan her şey sinema perdesine dökülmüş gibiydi. George karakterini canlandıran Gary Sinise, burada hem başrol hem filmin yönetmeni. Harika bir iş çıkarmış. Filmin sinematografisini de çok sevdim. Sinematografisi kovboy filmlerinin sarı rengi ile uyumlu. Yani klasik bir batı (western) filmi diyebiliriz.

Lennie, yumuşak olan şeylere olan düşkünlüğünden dolayı tavşanlara bakma görevini hep kendisi üstlenmek ister. Lennie bu hayali George'a tıpkı küçük bir çocuğun, babasının masalı defalarca anlatmasını tekrar tekrar istemesi gibi bunu diler, ister ve defalarca kez anlattırır. Birlikte geçirdikleri zor zamanlarda bu masal, onların umudu, yaşama sebebi olur.

''O kadar çok anlattırdı ki, ben de belki bir gün gerçekleştiririz hayalimizi diye umut etmeye başladım.''
Gary Sinise, Casey Siemaszko, John Malkovich

Film aynı zamanda büyük buhran dönemine de ışık tutar. İşçi sınıfın ezilmesi bu dönemde daha da artar. Böyle bir dönemde işe yarar değilseniz yaşamanızın bir anlamı yok. Eğer elinizden bir iş geliyorsa da karnınızın doymasına şükretmelisiniz.

George ve Lennie çalıştıkları çiftlikte birçok zorbalıkla baş etmeye çalışırlar. İşçiler hiçbir zaman mutlu değildir. Hiçbir zaman emeklerinin karşılığını alamazlar. Burada adalet değil, orman kanunları işler. Çiftlik patronunun oğlunun işçiler üzerine denediği aşağılık kompleksi de buna örnek.

''Artık pek birlikte yolculuk eden olmuyor. Neden bilmiyorum ama. Belki de bu kahrolası dünyada herkes birbirinden korkmaya başladı.''
Ray Walston

Lennie yetişkin bir insan gibi gözükse de çocuk bir işçi gibidir. Çiftlikte hem zorbalığa hem ayrımcılığa uğrarken onun gibi birisi daha vardır. O da Candy'dir. Artık çok yaşlanmış ve işe yaramaz bir hale gelmiştir. Lennie onun gibi yaşlı tek dostu olan Candy'nin köpeğini "kokuyor" bahanesiyle istemeden de olsa öldürür. Çiftçinin oğlunun herkesle konuşmaya çalışan karısı da her ne kadar bize şüpheli gözükse de en az Lennie kadar masum olduğu sonradan ortaya çıkar.

Sherilyn Fenn

O, sadece gençliğinde oyunculuk hayali kurarken zengin bir adamla evlendirilip, zorla çiftliğe kapatılan, konuşma hakkı elinden alınmış, genç bir kadındır.

Çiftlikte bir de kimsenin konuşmadığı siyahi bir adam vardır. Kapitalizm toplumu ona sıcak bakmazken onunla konuşmak isteyen tek kişi yine Lennie'dir. Lennie ırk, cinsiyet, yaş farkı gözetmez, çünkü bunların hiçbirinin farkında değildir. Bunları büyüdükçe anlarız öyle değil mi?.. Bulunduğumuz topluma göre bu durumlar farklı şekillenir. Lennie zihinsel anlamda bu duruma henüz geçememiştir. Bu yüzden de yaptığı hataların hepsini de farkında olmadan yapar. Siyahi adamın Lennie ile olan konuşmasında da görürüz ki yalnız insanların konuşmaya ihtiyacı vardır. Film, kapitalizmin insanları ne kadar yalnızlaştırdığına da dikkat çeker.

''Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır.''
Gary Sinise bu film ile Cannes Film Festival'inde Altın Palmiye'ye aday gösterildi.

Gelelim filmin sonuna... Filmin sonunda George'un vermesi gereken bir karar vardır. Daha filmin ilk sahnesinde George'un düşünceli halinden, kullanılan ışıktan anlamalıydık sonunu. Ve inanın bu hayatınızda verirken en çok zorlanacağınız karar olurdu. Şahsen ben böyle bir kararı verebilecek cesarette bir insan olmadığımı düşünüyorum. Siz olsanız ne yapardınız?.. Duygusal mı, yoksa gerçekçi mi olurdunuz?.. Kitabı okuyalı da filmi izleyeli de çok uzun zaman olmasına rağmen hala bu sorunun cevabını veremiyorum. Veremiyorum çünkü böyle bir durum ne yaşadım ne de yaşamak isterim...

"Fareler ve İnsanlar", hem okunmalı hem izlenmeli. Kısacık bir hikâyenin sizleri nasıl uzun süre etkisi altında bırakacağını, okuyunca veya izleyince göreceksiniz.

''Üzülme'' dedi, ''Bazen mecbur kalır insan...''
Of Mice and Men (1992)
Two drifters, one a gentle but slow giant, try to make money working the fields during the Depression so they can fulfill their dreams.
Paylaş