Bir oturuşta bitirilebilecek dram ve gerilim dolu bir dizi arıyorsanız, 10 bölümlük The Patient tam size göre. Bir FX mini-dizisi olan ve halihazırda Türkiye'de Disney+ üzerinden izlenebilecek yapım, başarılı bir terapist olan Alan Strauss'un (Steve Carell) seri katil olan hastası Sam'le (Domhnall Gleeson) arasındaki gerilim dolu ilişkiyi konu alıyor.
Öldürme dürtüsünü içinden atmak için Dr. Strauss'a tedavi olmaya giden Sam, kendisini açma konusunda Strauss'un ofisindeyken rahat hissedemez. Bunun çözümünü doktoru kaçırıp kendi evinin bodrumuna kilitleyerek terapiye orada devam etmekte bulur. Bu süreçte soğukkanlılığını korumaya çalışan Strauss'un, ruh hali sürekli değişen Sam'e yardımcı olmaktan başka çaresi yoktur. Strauss bir yandan bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünürken diğer yandan da yakın zamanda kanserden kaybettiği eşi ve arasının kötü olduğu oğlunu düşünmek için çokça vakti olacaktır.
"Terapistini kaçıran seri katil" dendiğinde zaten ilgi çekici bir hikâye izleyeceğimiz az çok belli oluyor. Fakat bu dizide hikâyeyi bir üst noktaya taşıyan Carell ve Gleeson'ın muhteşem performansları olmuş. Profesyonelliğiyle sakinliğini korumaya çalışan, içi hüzün ve korku dolu Yahudi terapist rolüyle Carell; ve her an ne yapacağı belli olmayan, sosyal yetileri düşük, dengesiz seri katil rolüyle Gleeson, dizide adeta parlıyorlar. Özellikle Carell, kariyerinin başlarında olduğu gibi sadece bir komedi oyuncusu olmadığını bir kez daha bu diziyle kanıtlıyor. Kendisinin son yıllarda komedinin yanında dramanın da hakkını sonuna kadar veren bir yıldıza dönüştüğünü söylersek kesinlikle yanılmış olmayız.
Dizinin çoğunlukla tek mekânda ve Carell-Gleeson ikilisi arasında geçen sahnelerden oluşması seyircide bir tiyatro oyunu izliyormuş duygusu yaratıyor. Dizinin tek kötü yanı ise 10 bölüm boyunca bazı yerlerde tekrara düşmesi ve yavaş temposu diyebiliriz. Kimi izleyici tarafından dizinin sonu çok tatminkâr bulunmamış olsa bile bir seri katilden alışılmışın dışında bir davranış beklemek ne yazık ki çok gerçekçi olmayacaktır.
