Ünlü yönetmen Christopher Nolan'ın (Batman Üçlemesi, The Prestige, Interstellar, Inception), yıldızlarla dolu Oppenheimer filminden yeni bir tanıtım yayımlandı.
"Atom bombasının mucidi" olarak bilinen fizikçi J. Robert Oppenheimer'ın, 1940'ların başında nükleer silah geliştirmek için, hükümetin bilim adamlarından oluşan bir ekiple birlikte çalışmasını konu edinen film, "Amerikan Prometheus'ı: J. Robert Oppenheimer'ın Zaferi ve Trajedisi" adlı biyografik romandan uyarlanıyor.
Yönetmenliği ve senaristliğini kendisinin üstlendiği Christopher Nolan ise, CinemaCon'da yaptığı açıklamada şu cümleleri kullanıyor:
"Bu hikâye hakkındaki detayları öğrenirken, sinemada onlarla birlikte olmak ve 'atom bombası patlatmanın' neye benzediğini görmek istedim. Bunu yapabilmek için de en iyi çalışanları, en iyi teknisyenleri ve en iyi oyuncu kadrosunu bir araya getirdim."
Cillian Murphy'i "Robert Oppenheimer" rolünde izleyeceğimiz filmde; Matt Damon "General Leslie Groves Jr."ı, Robert Downey Jr. "Lewis Strauss"u, Emily Blunt biyolog "Katherine 'Kitty' Oppenheimer"ı, Florence Pugh psikiyatrist "Jean Tatlock"u, Benny Safdie teorik fizikçi "Edward Teller"ı, Michael Angarano "Robert Serber"ı, Jack Quaid "Richard Feynman"ı, Josh Hartnett nükleer bilim adamı "Ernest Lawrence"ı ve Tom Conti ise "Albert Einstein"ı canlandıracak.
Rami Malek, Kenneth Branagh, Dane DeHaan ve David Krumholtz gibi isimlerin karakter detayları ise henüz bilinmiyor.
Fragmanda az bir süreliğine görünen Albert Einstein'ın, Robert Oppenheimer ile olan iletişiminin, filme hangi ölçüde yansıtılacağı ise merak konusu.
Çalışma alanları farklı olduğu için, birbirleriyle çok yakın olmasalar da etkileşim halinde oldukları bilinen ikili, 1947 yılında Einstein'ın ölümüne kadar çalıştığı İleri Araştırmalar Enstitüsü'nde birlikte çalıştı.
Oppenheimer ise Einstein ile olan ilişkilerini "yakın meslektaş ve bir çeşit arkadaş" olarak tanımlıyor.
Döneminin en önemli bilim insanlarından olmaları dolayısıyla ikilinin kesişim noktası, insanlık tarihinin en büyük kitle imha silahı olan "atom bombası" oluyor.
Einstein, 1939 yılında II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesine ramak kala, Alman fizikçilerin Uranyum atomunu parçalamayı başardığını öğreniyor. Kendisi gibi bilim insanlarıyla birlikte Naziler'den kaçarak ABD'ye sığınan Einstein, Almanya'nın bir atom bombası patlatma planı olduğunu, bir mektup aracılığıyla Washington'a iletiyor.
Sonrasında, dönemin başkanı Franklin Roosevelt'ten, uyarısına karşılık olarak bir teşekkür mektubu alıyor.
Uyarının ardından herhangi bir adım atmayan ABD, Japonya'nın Pearl Harbor saldırısının ardından tehlikenin farkına varıp, Einstein'ın mektubunu dikkate alıyor ve 1942 yılına gelindiğinde "Manhattan Projesi" adını verdiği nükleer silah üretim çalışmalarına başlıyor.
Projenin bilimsel başkanlığına fizikçi Robert Oppenheimer, askeri başkanlığına ise General Leslie R. Groves getiriliyor.
1945 yılında deneme amaçlı, New Mexico'daki bir çöle atılan "Trinity" isimli bomba, istenilen sonucu veriyor ve böylelikle ABD, çok ağır sonuçlara sebep olan güç gösterisinde Almanya karşısında geride olmadığını kendince kanıtlıyor.
Muhtemelen filmde de Oppenheimer başkanlığındaki Manhattan Projesi ve Albert Einstein'ın mektubu önemli rol oynayacak. İkilinin göl kenarındaki bu sahnesi ise filmin en kilit sahnelerinden birine sahiplik yapacak gibi görünüyor.
Tarihi ve sinemaseverleri bir araya getirecek olan Oppenheimer, 21 Temmuz'da Greta Gerwig'in Barbie filmiyle aynı gün vizyona giriyor ve izleyenleri seçim yapmak konusunda oldukça farklı bir ikileme düşürüyor.
Uğurcan Yıldırım
Kaynak: Polygon
