Chris Pratt (Quill), Zoe Saldana (Gamora), Karen Gillan (Nebula), Dave Bautista (Drax), Bradley Cooper (Rocket), Pom Klementieff (Mantis), Sean Gunn (Kraglin) ve Vin Diesel (Groot) gibi isimlerin başrolünde bulunduğu Galaksinin Koruyucuları, 5 Mayıs günü vizyona giren serinin üçüncü filmiyle izleyenlere veda etti.
Film, ekibin en önemli üyelerinden biri olan Rocket'ın hayatını kurtarabilmek için birlikte çıktıkları son yolculuğu konu edinirken, kendisine yakışır ve oldukça duygusal bir biçimde de sonlanıyor.
İlk filmde yolları rastgele kesişen Quill, Gamora, Rocket, Drax ve Groot, birlikte geçirdikleri bu süreçte büyük kayıplar vermiş olsalar da ekiplerine eklenen yeni isimlerle birlikte bizlere çok güzel bir macera sundular.
Ekibin en akıllı üyesi Rocket'ın hikayesine odaklanan üçüncü film, serinin en güzel filmi olmakla birlikte, en duygusal filmi olma özelliğini de taşıyor.
Rocket ve arkadaşlarının başına gelenlerin, hayvanseverlerin ve özellikle evcil hayvan sahiplerinin çok daha fazla empati kurabileceği bir hikâye olduğu söylenebilir.
Şimdiye kadar Marvel Sinematik Evreni'nde bu konuya pek değinilmemiş olsa da hikâyenin tam ortasında "insanlar tarafından işkence görmüş bir hayvanın" bulunması, filmi beğenmek için bile oldukça yeterli bir sebep.
Filmin kötü karakteri High Evolutionary, hayvanlar üzerinde yaptığı deneyler sonucunda onları ehlileştirmeye ve özel güçler sahibi varlıklar yapmaya çalışırken, henüz bebekken alıkoyduğu Raccoon'un düşündüğünden çok zeki bir varlığa dönüşmesi sonucunda bir çeşit kıskançlık krizine giriyor ve "yarattığı" bu varlığın, kendisinden nasıl daha zeki olabildiğini anlamlandıramıyor.
High Evolutionary'nin deneylerinin başka ürünleri olan, ancak Rocket kadar şanslı olamayan diğer hayvanların hikâyesi de son derece dokunaklı... Lylla ile çizgi romanlardan zaten tanışıyoruz ancak çizgi romanlarda onlara benzer karakterler bulunsa da Teefs ve Floor, bu film için özel yaratılmış olan karakterler.
Her birisi korkunç deneylere maruz kalmış ve dolayısıyla bedenlerinde rahatsız edici değişimler meydana gelmiş.
Geçtiğimiz yıllarda, kişisel bakım ve kozmetik ürünleri üreten markaların hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylere dikkat çeken ve bu deneyler sonucunda birçok uzvunu kaybeden "Ralph" isimli bir tavşan animasyonu gündeme gelmişti.
Aynı şekilde acımasız deneylere maruz kalan Floor ise, maalesef ki bizlere Tavşan Ralph'i hatırlatıyor.
İlk kez bu filmle karşımıza çıkan Adam Warlock (Will Poulter) karakterinin ise tam potansiyelinin kullanıldığını düşünmüyorum. İkinci filmin after credits sahnesinde yüce bir karakter olarak sunulan Adam'ın, burada sadece bir aracı olarak kullanıldığı ve sonraki filmlerde yer almak üzere bir başlangıç yaptığı söylenebilir.
Fragmandaki duygusal sahneler dolayısıyla, hayatını kaybedeceğini düşündüğümüz kişiyi öğrenmek adına yer yer sürprizler yapan film, özellikle ikinci yarıyı diken üstünde izlememize sebep oluyor.
Diyalogları her zamanki gibi çok güzel ve eğlenceli olan karakterlerimiz ise her şeye rağmen birbirlerini çok iyi tamamladıkları için; görünüşlerinde, önceki filmlere oranla bariz farklılıklar olması ya da görsel efektlerinin öncekinden daha kötü olması, tolere edilebilir.
Mantıklı bir motivasyona sahip olan kötüsü, gelişimlerini tamamlayan ana karakterleri, sonraki projeler için tanıttığı yeni isimleri ve her filmde olduğu gibi dinlettiği o güzel şarkılarıyla, Guardians of the Galaxy 3, minik bir twist içeriyor ve beklentinizi tam anlamıyla karşılayabilecek bir final yapıyor.
İki adet after credits sahne içeren film, özellikle ikinci kısımdaki minik detayı anlayabilmeniz için, "Holiday Special" bölümünü izlemiş olmanızı istiyor ve ekranda beliren en son yazıyla, küçük bir sürpriz daha yaparak veda ediyor. 😊
