Çağımızın en yetenekli yönetmenlerinden biri olan Christopher Nolan, 90’lı yıllardan bu yana koleksiyonuna eklediği her yeni film ile isminden sıkça söz ettirmeyi başarıyor.

Oppenheimer ile birlikte 12. uzun metrajlı filmine imza atan ve şahsen, sinema tutkumun şekillenmesinin en büyük nedenlerinden biri olan başarılı yönetmenin, "az iyiden, çok iyiye" uzun metrajlı tüm filmlerini sıralamak istedim. Tamamen öznel bir liste, siz de kendi sıralamanızı yorumlarda paylaşın lütfen. ☺️

12- Following (1998)

Nolan'ın uzun metrajlı ilk filmi olma özelliğini taşıyan Following, başrollerinde; Alex Haw, Jeremy Theobald, Lucy Russel ve John Nolan’ın yer aldığı, bir "neo-noir" suç filmi.  Londra sokaklarında insanları takip etmekten hoşlanan İngiliz yazar Bill, onların hayatları hakkında bilgi edinmeyi, gizlice evlerine girmeyi bir takıntı haline getirir, ancak aralarından bir tanesi azılı bir suçlu çıkar.

Sadece 6 bin dolara mâl olan Following’i, bu listede son sıraya koymam, onun "kötü" bir film olduğu anlamına elbette gelmiyor. Ancak hak verirsiniz ki, listedeki diğer filmler dolayısıyla aralarından birini feda etmem gerek...

11- Dunkirk (2017)

Nolan’ın ilk "savaş" temalı filmi olan Dunkirk, gerçek olaylara dayanan bir hikâyeye sahip.

II. Dünya Savaşı'nda, "Dinamo Harekâtı" olarak bilinen olayı konu edinen film, Fransa’nın Dunkirk kıyısında bulunan; Belçika, Kanada, İngiltere ve Fransa ordusunun Almanya tarafından kuşatılmasını ve 400 bin askerin tahliye edilmeye çalışılmasını anlatıyor.

Kadrosunda: Cillian Murphy, Tom Hardy, Mark Rylance ve Harry Styles’ın bulunduğu film; dokunaklı hikayesi, sinematografisi ve ses efektlerinin güzelliği dolayısıyla uzun süre aklınızdan çıkmayacak. Ancak üç koldan ilerleyen kurgusu, farklı zaman dilimlerini hiçbir açıklama yapmadan sunuşu, filmi bir süre sonra takip etmesi çok zor bir hâle getiriyor.

10- Tenet (2020)

Kadrosunda; John David Washington, Robert Pattinson, Kenneth Branagh ve Elizabeth Debicki’nin yer aldığı Tenet, "karışık kurgu" metoduyla ilerleyen bir başka yapım.

Nolan’ın "evirtme" adlı terimin tekrar ünlenmesine neden olduğu film, ilk yarısının sonuna kadar hikâyeyi çok güzel işlese de çözüme ulaşana kadar izleyiciyi dövmekten beter ediyor. Çoğunluk tarafından, "en kötü Nolan filmi" olarak adlandırılan filmde yine görsel efektten olabildiğince az yardım alınmış. Harika çekimleri ve Ludwig Göransson imzalı müzikleri Tenet için çok büyük bir artı, çünkü her şeye rağmen aksiyon ve sinematografi açısından büyük bir doyuma ulaşıyorsunuz.

9- Insomnia (2002)

Alaska’nın küçük bir balıkçı kasabasında gerçekleşen cinayeti çözmek için göreve getirilen iki dedektif, yaptıkları araştırmalar sonucunda bir şüpheliye ulaşırlar. Ancak katil son derece zekidir ve bir şekilde izini kaybettirir.

Başrollerinde, Al Pacino ve Robin Williams’ın yer aldığı Insomnia, 1997 Norveç yapımı bir gerilim filminden uyarlama. Senaryonun orijinaline sadık kalınarak çekilen yapım "en az Nolan filmi" olarak tanımlanıyor. Temposu biraz yavaş evet ancak filmi merak içerisinde izleyeceğinize emin olabilirsiniz.

8- The Dark Knight Rises (2012)

Batman Üçlemesi’nin son basamağı olan The Dark Knight Rises, Gotham şehrinin yozlaşmış yeraltı dünyasının, bu sefer Batman'in en azılı düşmanlarından biri olan "Bane" tarafından altüst edilmesini konu ediniyor.

Batman karakterini gündüz gözüyle ilk kez gördüğümüz film, aslında Christopher Nolan’ın yapmak istemediği bir projeydi. Dark Knight (2008) vizyona girmeden önce Heath Ledger’ın vefat etmesi, Nolan’ın seriyi devam ettirmek istememesine sebep olmuştu.

Yakın çevresinin ricası ve serinin düzgün bir şekilde sonlanmasını istediği için son bir film yapmaya karar veren Nolan, Dark Knight’ın tam 4 yıl ardından The Dark Knight Rises'ı yayımlayarak, Batman Üçlemesi’ni tamamladı.

7- Batman: Begins (2005)

Kadrosunda; Christian Bale, Michael Caine, Cillian Murphy, Katie Holmes ve Gary Oldman’ın bulunduğu film, Nolan’ın yönettiği ilk süper kahraman filmi olmakla birlikte, sinema tarihinde bir süper kahraman hikâyesinin çok başarılı şekilde işlendiği sayılı "origin" filmlerinden de bir tanesi.

6- Memento (2000)

Nolan’ın "ismini tam anlamıyla duyurduğu" film olarak bilinen Memento; eski bir sigorta müfettişi olan ve ender rastlanan bir unutkanlık hastalığına yakalanan, karısının öldürüldüğü andan itibaren de hiçbir şeyi hatırlamayan Leonard’ın hikâyesini anlatıyor.

Dunkirk ve Tenet filmlerinde kullandığı karışık kurgu yöntemini burada da bariz bir şekilde izleyiciye hissettiren yönetmen, ana karakterin yaşadığı kafa karışıklığını ve çevresindekilere güvenmeyişini, birebir size de tecrübe ettiriyor.

Başrollerinde; Guy Pearce ve Carrie-Ann Moss’un yer aldığı film, sağlam senaryosu ve başarılı oyunculukları dolayısıyla bu listede altıncı sırada

5- Interstellar (2014)

Kadrosunda; Matthew McConaughey, Anne Hathaway, Jessica Chastain ve Michael Caine’in yer aldığı Interstellar, basitçe; bir grup astronotun bir solucan deliğinden geçerek insanların yaşayabileceği yeni bir yer arayışını konu ediniyor.

Bilimsel anlamda ayakları oldukça sağlam bir biçimde yere basan filmin bu kadar gerçekçi bir hikâyeye sahip olmasının sebebi ise senaryo yazımında Nolan’a, ünlü teorik fizikçi Kip Thorne’un eşlik etmiş olması.

4- Inception (2010)

Bilim ve teknolojinin sınırları zorlanarak senaryosunun yazıldığı, sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olan Inception ise kadrosunda; Leonardo DiCaprio, Tom Hardy, Cillian Murphy ve Marion Cotillard gibi efsane isimler bulunduruyor.

3- Oppenheimer (2023)

II. Dünya Savaşı döneminde, dünyanın kaderini değiştiren hamlelerden birinin gerçekleştirilmesine aracı olan, atom bombasının mucidi olarak bilinen J. Robert Oppenheimer’ın hayatına odaklanan Oppenheimer, kesinlikle Nolan’ın en başarılı yapımlarından bir tanesi.

Nolan’ın ‘Rahatsız Edici’ Tarihi Psikodraması: Oppenheimer
Christopher Nolan imzalı ‘Oppenheimer’, atom bombasının babası olarak anılan ünlü fizikçi Robert Oppenheimer’ın hayatına odaklanırken; sindirmesi zor senaryosu, kafa karıştırıcı kurgusu ve harika performanslarıyla izleyiciye eşi benzeri bulunmayan bir tarihi şölen sunuyor.

2- Dark Knight (2008)

Bu filme sadece "bir çizgi roman uyarlaması" demek, büyük bir haksızlık olur. İlk filmde güçlü bir biçimde başlattığı hikâyenin; ikinci filmde Bruce Wayne’i daha sağlam bir temele oturtarak devam edişi, ancak asayişini sağlamaya çalıştığı Gotham’ın daha da çığırından çıkarak problemlere sebep oluşu, en az Batman kadar güçlü olan bir kötünün de doğuşuna sebep oluyor.

Bu da Dark Knight’ı, hem süper kahraman filmleri arasında birinci sıraya oturtuyor hem de sinema tarihindeki gelmiş geçmiş en iyi filmlerden birisi yapıyor.

1- The Prestige (2006)

Hayatınız boyunca izlediğiniz sadece sayılı yapıma, "Bu benim izlediğim en iyi şey!" diyebilirsiniz. İşte Prestij de benim için onlardan bir tanesi.

Kadrosunda; Christian Bale, Hugh Jackman, Scarlett Johansson, Michael Caine ve David Bowie gibi isimler bulunduran film, "Victoria" döneminde yaşayan iki büyük şovmenin birbirleriyle olan rekabetlerini konu ediniyor.

Performansları, müzikleri ve kostümleri zaten muazzam olan film, hikâye ilerledikçe yaptığı sürprizler, içerdiği "twist"ler, özellikle final sahnesinden sonra bambaşka bir boyuta ulaşıyor ve kesinlikle, Christopher Nolan'ın kariyerindeki "herkese en çok hitap eden" filmi oluyor.


Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek…
Paylaş