🥃
Yazı, Anora’ya dair herhangi bir spoiler içermeyecek. Gönül rahatlığıyla devam edebilirsin. приятное чтение.

Yabani dünyasına uyum sağlamak zorunda kalmış güzeller güzeli Anora, kendi deyimiyle Ani, bir gece kulübünde dansçı olarak yaşamını sürdürüyor. Bir hayat kadını değil fakat bunu ek iş olarak da yaptığını inkâr etmiyor karakterimiz.

Hayat şartlarının ne ölçüde etkilediği ya da başına şimdiye kadar neler geldiğini bir türlü öğrenemediğimiz Ani’nin çalıştığı kulüpte Vanya isimli, bir Rus oligarkın oğluyla tanışması hayatını tam anlamıyla değiştirecek. 

Hikâyesiyle bir Yeşilçam filminden fırlamış gibi duran karakterimiz, bu şımarık oğlan çocuğunun hayatına girmesiyle kendi dünyası içerisinde yepyeni bir pencere açıyor; kimi zaman geriye dönüp, “Acaba hiç açılmasa daha mı iyi olacaktı?” diyeceği bir pencere.

Henüz 21 yaşında ve zihinsel gelişimini tamamlamaktan çok uzak olan Vanya (herhangi bir engeli yok), Anora’yı ilk gördüğü andan beri aklından çıkaramıyor, sürekli müşterisi olmak için çabalıyor. Ailesinin malikanesinde gününü gün eden, partisiz eğlencesiz vakit geçiremeyen bu şımarık çocuk, ketum ebeveynlerinin onu Rusya’ya, işlerin başına geçmesi için çağırdığını, eğer Amerika Birleşik Devletleri’nde bir kadınla evlenmezse, tüm hayatını Rusya’da geçirmek durumunda kalacağını söylüyor. 

Vanya’yı hayatının şansı olarak gören Ani ise kısa bir sürede tanıyıp sevdiği ve belki de bu bataklıktan çıkış kapısı olarak gördüğü için bu kadar çok bağlandığı bu genç adamın evlilik teklifini kabul ediyor...

Las Vegas’ta dünya evine giren çiçeği burnunda çiftimiz, tam anlamıyla bulutların üzerinde olarak tanımlayabileceğimiz bir balayı geçiriyor fakat tam da buradan sonra, her şey normal ilerliyor olmasına rağmen içinizi bir rahatsızlık kaplamaya başlıyor diyebilirim. 

Vanya’da bir problem olduğunu tahmin etmek zaten zor değil, fakat bir noktadan sonrasında yaşanacak olanları kestirmek gerçekten kolay olmuyor. 

Anora, dram ve komedi arasında sıkışıp kalmış bir dramedi olarak da yorumlanabilir ancak dram, filmin her köşesinde ezici bir üstünlük sağlayarak bir şekilde üste çıkmayı başarıyor. 

Amerika'da yaşadığı sürede Vanya’dan sorumlu olan ve onun bir hayat kadınıyla evlenmesinden sonra patronlarının emriyle devreye giren Rus adamların dahil olmasıyla hikâye bambaşka bir tempo kazanıyor ve film tam anlamıyla kabuğundan sıyrılıyor. Hatta bu yüzden yazının başlığını "Rus İşi Hangover" yapma konusunda bir ufak kararsızlık yaşadım. Yapamadım çünkü Anora, Hangover benzeri olarak anılabilmek için bile fazla dramatik… 

25 yaşındaki genç oyuncu Mikey Madison, zor ve cüretkâr sahnelere sahip olan Anora rolünün hakkını fazlasıyla vermiş. Bu yüzden bu yılın Oscar adayları arasında yer bulabilmiş olmasına çok sevindim. Ancak Igor karakterine hayat veren Yuri Borisov’un ve genel olarak Anora’nın adaylık almasına gerek var mıydı, işte bundan çok emin değilim. 

Igor, ağzını neredeyse bıçak açmayan, etliye sütlüye karışmayan bir karakter. Temsil ettiği kişilik gerçekten çok başarılı, mükemmel saygılı bir adam. İzlerken her sahnede tebrik edebileceğimiz bir şekilde tasarlanmış ancak ben adaylık alabilecek kadar bir performans sergilendiğini ne yazık ki düşünmüyorum. 

Keza, Anora için de aynı şekilde…

Yazının başında da belirttiğim gibi, Anora’nın eksikliği, karakterin geçmişine dair bir cümle dışında hiçbir şey bilmiyor oluşumuz. Yeşilçam filmlerimize koysak, belki de gerçekten sadece bu yönüyle sırıtabilirdi. Çünkü bizim filmlerimiz hikâye bakımından çok daha dolu özgeçmişler içeriyor.

Karakterle yeterince bağ kurabilmemiz için bu detayların eksik olmaması gerektiğini düşünüyorum ben. Bu yüzden de Anora’yı izlerken bir kitabın üçüncü ya da dördüncü bölümünden okumaya başlamışım gibi hissettim.

Filmi koca bir makale olarak düşünecek olursak; düğüm bölümündeki olayların temposu, eğer ki filmin sonuna kadar devam ettirilebilseydi şu an Anora için methiyeler düzüyor olacaktım. Dram mı komedi mi bir türlü karar veremeyen bu film, seyirciyi de iki arada bir derede bırakıyor. Yine de başroldeki hanım efendinin göz ardı edilemeyecek performansı ve filmin son darbesi dolayısıyla benden geçer not almayı başarıyor sevgili Anora...


Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek isterseniz, kanalımı takip edebilirsiniz :)
Paylaş