Son zamanların dillerden düşmeyen Netflix dizisi Baby Reindeer, söylenenlere göre dizinin yaratıcısı ve aynı zamanda başrol oyuncusu olan Richard Gadd'ın kendi başına gelenlerden yola çıkarak gerçeklerden uyarladığı bir hikâye.
Barda çalışan Donny Dunn'ın, Martha isimli orta yaşlı bir kadın tarafından takıntı haline getirilmesini anlatan Baby Reindeer, zararsız görünen ama ciddi anlamda psikolojik problemleri bulunan bir kadının, içinde yaşadığımız teknoloji çağının belli başlı unsurlarını da kullanarak aslında ne kadar tehlikeli şeylere neden olabileceğini anlatıyor.
Açlıktan nefesi kokan komedyen Donny'nin geçimini sağlayabilmek için mecburen çalıştığı bara gelen ve buraya gelmeyi artık bir alışkanlık haline getiren Martha'yı bir gün gözyaşları içerisinde bulmasıyla başlıyor dizi. Tanımadığı bu kadına acıdığı ve aslında gerçekten üzüldüğü için bir bardak çay ikram ediyor Donny, ancak bunun kendisini acılarla dolu bir dünya içerisine sürükleyecek olan ilk adım olduğundan haberi yok elbette.
Martha'nın kendisiyle ilgilenmesi Donny'nin içten içe hoşuna gidiyor ve aslına bakarsanız bundan gurur duyuyor bile diyebiliriz. Bir sıkıntı olduğunun farkına varmasına rağmen bile bile ona bir iyilik yapıyor ve kadının bu saplantı mevzusunun azılı bir suçlusu olması, işi çok daha başka bir boyuta taşıyor maalesef. Profesyonel bir stalker olan karakterimizin, Donny'e "bebek ren geyiği" ismini takmasıyla kendini bir nevi onun hayatının her köşesine dahil etmeye başlıyor.
İlk başlarda dizinin Misery (1990) gibi sakin başlayıp, büyük bir fiziksel vahşetle sonuçlanacağını düşündüm. Hatta beklentim bu olduğu için birçok sahneyi tek gözümle izleyebildim bile diyebilirim. Fiziksel şiddet boyutunun benim düşündüğüm biçimde olmaması içimi bir nebze rahatlatmış olsa da, izlediğimiz şeyin de daha az korkunç olduğunu düşünmüyorum elbette. Buradaki psikolojik şiddet, maalesef ki insan ayırmaksızın her birimizin başına gelebilecek kadar yaygın ve korkunç.
Hedefinin e-posta adresini bir şekilde eline geçiren Martha, ayıp ve utanç kavramlarından bihaber bir şekilde bütün sınırları aşarak Donny'e e-postalar serisi göndermeye başlıyor. Bariz bir aksan sahibi olan korkunç karakterimiz, kendisini hiç kasmadan tıpkı günlük konuşmasında kullandığı biçimde kelimelerini arka arkasına sıralayarak gitmesi gereken yere ulaştırıyor ve bir süre sonra kadının cümle kurma biçiminden bile tiksinmeye başlıyorsunuz. Her bir mesajında da ortak paydada yer alan birtakım şeyler var; Donny'e taktığı "bebek ren geyiği" lakabı ve sonuna mutlaka düşmüş olduğu "iPhone'umdan gönderildi" notu.
Donny'i neden bir ren geyiğine benzettiğini dizinin son bölümünde öğreniyoruz ama bence "iPhone'umdan gönderildi" detayı bundan çok daha korkunç.
Çünkü en başlarda Donny'nin Martha'yı evine kadar takip ettiğini görüyor ve onunla birlikte pencereden içeri baktığımızda Martha'nın bu e-postaları bilgisayarında yazıp gönderdiğini görüyoruz. iPhone kullanıcılarının bildiği üzere bu not telefondan e-posta gönderildiği sürece otomatik bir şekilde karşı tarafa iletilir, dilerseniz silebiliyorsunuz elbette ama bahsetmek istediğim şu; yani buradan Martha'nın mailini daha önemsiz gösterebilmek adına "iPhone'umdan gönderildi" detayını elleri ile eklediğini, dolayısıyla işi daha da ürkünç bir hale getirdiğini görebiliyoruz.
Baby Reindeer, korku filmlerini aratmayan gerginliği ve karakterlerin ürkünçlüğüne dikkat çekmek adına yapılmış olan yakın ve eğik çekim teknikleriyle oldukça rahatsız edici sahnelere sahip. Ama asıl rahatsız eden şey bence karakterlerin kendi çarpık kişilikleri. Martha şüphesiz bir şekilde kliniğe yatırılması gereken bir kadın, ama burada kurban rolünde izlediğimiz Donny de az değil yani kusura bakmayın.
İlgi duyulan taraf olduktan sonra her ne kadar bunu inkâr etmeye çalışsa da, içerisinde küçük bir kısmının bu hislere karşı koyamaması veya hayatına almaya çalıştığı insanlara her fırsatta yalanlar söylemesi gibi nedenler, Donny'nin de pek sağlıklı biri olmadığını kanıtlıyor bana kalırsa.
Nereden bakarsak bakalım, dizinin tam ortasında yer alan duygu ise merhamet. İlk bölümlerde bu duygu Donny'den Martha'ya doğru akan bir sel şeklinde. Çünkü Martha toplumun güzellik anlayışına uyan bir kadın ya da başarılı olarak tanımlayabileceğimiz herhangi özelliğe sahip değil. Hatta kendi çay parasını karşılamayacak kadar da perişan durumda. Bu yüzden Donny, belki de vicdanını rahatlatmak adına ona yardımcı olmak istiyor.
Derinlere inmeye başladıktan sonra ise durumun hiç de böyle olmadığı anlaşılıyor. Yardıma muhtaç olan kişi aslında Donny'nin ta kendisi.
Elbette Donny'nin bu çarpık duygularının temeline inmeye de çalışıyor Baby Reindeer. Hem psikolojik hem de fiziksel açıdan ağır yaraları olan karakterimizde büyük travmaların bırakılmasında etkili olan olaylar dizisi mevcut.
Bu açıdan dizinin, izlemesi oldukça zor sahneler barındırdığını da söylemek isterim. Bu sahneleri tüm çıplaklığıyla, yumuşatmaya hiç ihtiyaç duymadan seyirciyle paylaşması da fazlasıyla cesur olmuş.
Benzer durumlardan geçmiş kişilere ayna tutmak bir yana, onları cesaretlendirmek adına da çokça çabalıyor Donny. Özellikle de stand-up şovu sırasında izleyicisine yaptığı dokunaklı konuşma, şimdiye kadar taşıdığı yüklerden kurtulmasına bir nebze vesile oluyor.
Bambaşka kademelerde de olsa iki problemli kişinin birbiri içerisine geçen hikâyesi ancak bu kadar güzel sonlanabilirdi. Gidişat konusunda aynı düşünceleri paylaşmıyor olsam da, finaline geldiğimiz zaman dizinin, bizi aldığı travmalar içerisine geri bırakması, psikolojik rahatsızlıkların koca bir döngü içerisinde önümüze sunulması, Baby Reindeer için yapılabilecek en iyi finaldi.
İzlememiş olanlara şimdiden sağlam bir irade diliyorum.
iPhone'umdan gönderildi.
Yorumlar