“Her Kapı Oraya Çıkar”: 'It: Welcome To Derry 1. Sezon 4. Bölüm' İncelemesi
Derry yavaşça kararıyor ve 4. bölüm, dizinin sonunda gerçek bir Stephen King hikâyesi gibi nefes almasını sağlıyor.
Derry yavaşça kararıyor ve 4. bölüm, dizinin sonunda gerçek bir Stephen King hikâyesi gibi nefes almasını sağlıyor.
Seriye yıllar sonra eklenen bu üçüncü perde, yeni üyelerinin tartışılmaz yetenekleriyle ışıldıyor; ama yine de bu büyük gösteride daha cüretkar bir tavır takınılamaz mıydı, büyük bir merak konusu.
Harlan Coben'ın imzası taşıyan 'Lazarus', geçmişin fısıltılarını bugünün karanlığına sürükleyen, akıcı ama ne yazık ki eksik bir gerilim.
Geçtiğimiz haftaya damga vuran 'Pluribus', üçüncü bölümüyle karşımızda. Bir kollektif bilinç elemanına bu kadar üzülmeyi beklemiyorduk, değil mi?
Sevilen dizinin üçüncü bölümü, Derry'nin kalbine ilk kez bir ışık tutuyor ve bu sefer gerçekten rahatsız edici bir şey buluyor.
Usta yönetmen Guillermo del Toro, kadim bir mitin kalbini yeniden attırıyor; canavarın değil, insanın dehşetini anlatıyor. Bu kez korku laboratuvardan değil, vicdanın kendisinden doğuyor.
'Breaking Bad'in efsane yaratıcısı Vince Gilligan, izleyiciyi tanıdık Albuquerque topraklarına geri götürüyor. Fakat bu sefer büyük bir salgınla.
Bir adım, bir nefes daha... Stephen King imzalı bu distopik başyapıt, izlemesi güç olduğu kadar, kabullenmesi daha da güç olan bir insanlık sınavını beyaz perdeye taşıyor.
Yan hikâyenin ikinci bölümü, ilkine oranla fazlasıyla vites düşürüyor ve korkunun yanında karakter dramaları da kendine yer açmaya başlıyor.
İlk sezonun filtrelenmemiş samimiyetini ardında bırakan 'Nobody Wants This', ne yazık ki ikinci perdesinde ana karakterlerin bencil döngüsüne ve tekrara düşen senaryo tuzaklarına teslim oluyor.
HBO’nun yeni dizisinin ilk bölümüyle birlikte, Derry’nin ve 'Pennywise’ın köklerine doğru tüyler ürpertici bir yolculuğa çıkıyoruz.
Ridley Scott’ın 1982’de vizyona giren kült bilim kurgu klasiği, başarısızlığı sayesinde ölümsüzleşti.