Başrollerinde; Sam Claflin, Riley Keough, Suki Waterhouse, Camila Morrone, Will Harrison, Sebastian Chacon ve Timothy Olyphant'ın bulunduğu Amazon Prime dizisi, 70'li yıllarda kurulan küçük bir garaj grubunun mütevazı barlardan, kapalı gişe konserlerine kadar uzanan başarı hikâyesini konu ediniyor.
Taylor Jenkins Reid'in çok satan romanından uyarlanan dizi, en başlarda "The Six" olarak adlandırılan müzik grubunun başına gelenleri anlatmayı hedefliyor olsa da daha çok Daisy Jones'un aralarına katılmasından sonra yaşananlara dikkat çekiyor denilebilir.
Scott Neustadter ile Michael H. Weber tarafından yaratılan ve Reese Witherspoon'un medya şirketi Hello Sunshine imzalı olan Daisy Jones and the Six, yer yer belgesel havası estiriyor olmasına rağmen aslında koca bir dram öyküsü.
Varlıklı bir aileye sahip olan Daisy'nin oldukça üzücü bir hayatı var. Ailesinin çocukken onu terk edişinden, şarkıcı oluncaya kadar olan hayatındaki tüm çalkantılara en başından itibaren şahit oluyoruz. Hikâyenin diğer yanında ise bir başka ana karakterimiz Billy Dunne yer alıyor.
Graham ve Billy'nin sadece birkaç kişiden oluşan "The Dunne Brothers" grubu, seslerini duyurabilmek ve biraz para kazanabilmek için çabalayan, henüz çok küçük çaplı bir topluluk. Eklenen yeni isimler dolayısıyla bir süre sonra ismini "The Six" olarak değiştirecek olan ekip, bu yeni ismin varlığını sadece aralarına Daisy Jones katılana kadar sürdürebililiyor.
İlk bölümleri oldukça eğlenceli geçen dizinin asıl olayı Billy ile Daisy tanıştıktan sonra başlıyor.
İnatçı kişilikleri ve sürekli çatışma içerisinde olan egoları dolayısıyla birbirlerinden nefret eden, tanıştıkları andan itibaren her fırsatta tartışan ikili, aralarındaki bu kötü enerjiyi beste yapmak için gerekli olan bir araca dönüştürüyor ve ilk iş birliklerinin ardından ortaya Aurora gibi efsane bir şarkı çıkıyor.
Birlikte daha fazla vakit geçirmeye başladıktan sonra kişiliklerinin ve hayata bakış açılarının çok benzer olduğunu fark eden karakterlerimiz, oluşturdukları ortak zeminde çok çalışarak, gruplarını her defasında bir adım daha ileriye taşımaya çalışıyorlar.
İlişki dramalarıyla süslenen hikâyeden müzik bir an olsun eksik kalmıyor.
Yaptıkları bütün parçalar hit oluyor, tahmin edemeyecekleri kadar büyük yerlerde konserler veriyorlar ancak bir süre sonra Daisy Jones and the Six için, işler yolunda gitmemeye başlıyor. 70'li yılların kendine has havasını son derece doğru yansıtan dizi, o dönemin sorunlarına da çok gerçekçi bir biçimde yaklaşmış. Yaşadıkları masalsı hayatın "özenilesi" olmaktan uzak olduğuna ve bağımlılıklarının sebep olduğu sorunlar dolayısıyla birçok noktada düşüşlerine şahit oluyoruz.
Fragmanda özellikle Billy ve Daisy'nin büyük bir aşk üçgeni içerisinde oldukları detayına dikkat çekilmiş çünkü Billy'nin hayatında uzun zamandır olan bir kadın zaten var: Camila. Ancak bu size, bu dizinin bir "pembe dizi" olduğunu düşündürtmesin. Riley Keough, Sam Claflin, Camila Morrone ve ekibin geri kalan üyelerinin kimyaları birbirleriyle o kadar güzel uyuşmuş ki, anlatılan şeyi sadece bir "aşk hikayesi" olarak tanımlamak, senaryonun geri kalanına çok büyük bir haksızlık olur.
Başarılarıyla birlikte hayal kırıklıklarının da özenle işlenmiş olduğu yapım; sanki, "gerçekten var olan bir rock grubunun konser kesitlerini izliyormuşsunuz" gibi bir hava yaratıyor.
En başta, Daisy Jones and the Six'in bir roman uyarlaması olduğundan bahsetmiştim. Yazar Taylor Jenkins Reid'ın esinlendiği, bu kitabı kaleme almasına sebep olan gerçekten de 70'li yılların müzik endüstrisinde fırtınalar estirmiş bir rock grubu var: Fleetwood Mac.
Reid, kitabı yazım aşamasında Fleetwood Mac'in efsanevi ve bol kaoslu albümü Rumours'u dinlediğini ve grubun birçok röportajını izlediğini söylüyor.
"Bir orada bir burada" hayat süren müzisyenlerin, aslında hiç de hoş olmayan yaşamlarına gerçekçi bir bakış açısı sunan dizi, "başarıdan başarıya koşan bir rock grubunun, yükseliş ve düşüşlerine odaklanan mükemmel bir dönem dizisi" olarak da tanımlanabilir.
Harika senaryosu, uyum içerisindeki oyuncuları, tadı damağınızda kalan 10 güzel bölümünün yanında son olarak Daisy Jones and the Six, hayatınız boyunca dinleyebileceğiniz şarkıların bulunduğu Aurora gibi efsane bir albüm bırakarak veda ediyor ve açık ara bu senenin en güzel dizilerinden birisi oluyor.
(Albümdeki favori şarkım; The River)
Yorumlar