Zack Snyder'ın Man of Steel ile başlangıcını yaptığı DC Extended Universe, The Flash ile sona ermiş bulunuyor.

"Cyborg", "Flash", "Batman", "Superman", "Wonder Woman" ve "Aquaman"

Başrollerinde; Ezra Miller, Michael Keaton, Sasha Calle, Ben Affleck ve Michael Shannon gibi isimler bulunan film, aslında ilk kez 2014 yılında duyurulmuştu. Defalarca ertelenmesinin ardından ise 16 Haziran'da izleyicisiyle buluşmayı başardı.

Daha öncesinde birçok projede gördüğümüz Flash karakteri, bu kez evrenler arasında atlayan bir zaman yolcusu olarak karşımıza çıkıyor.

"Çizgi roman Flash", "Jay Garrick" (John Wesley Shipp), "CW Flash" (Grant Gustin), "Flash Sheldon Cooper" (Jim Parsons) ve "The Flash" (Ezra Miller)

Çizgi roman tarihindeki en üzücü hikâyelerden birine sahip olan karakterimiz, çok küçükken annesi Nora Allen'ı kimliği belirsiz bir kişinin saldırısıyla kaybediyor. Cinayetin, babasının üzerine yıkılması ve hapse atılmasıyla hem annesiz hem de babasız kalan Barry, yalnız başına büyümek zorunda kalıyor.

Barry'nin hikâyesinin şekillenmesindeki en önemli olayın, filmde de korunduğunu ve aynı şekilde aktarıldığını görüyoruz.

"Zamanda yolculuk" aracılığıyla, geçmişe ve dolaylı olarak geleceğe etki edebileceğini öğrenen Barry, diğer gerçekliklere zarar vermemek adına direkt olarak olayın kendisine müdahale edemeyeceğinin farkında.

Ancak, arkadaşı Iris West ile muhabbet ederken "yanlış olan sistemi düzeltebilmek adına adli bilimler üzerine okuduğundan" bahsediyor ve bu sırada olayın kendisine müdahale etmek yerine, iki-üç adım öncesindeki bir olaya hamle yaparsa, "gidişatı direkt olarak etkilemeyeceğini, annesini bu şekilde kurtarabileceğini" düşünüyor ve ardından geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıyor.

Tanıtımlarda da gördüğümüz üzere, her şeyi düzelttiğini düşünürken, aslında tahmin ettiğinden çok daha büyük bir probleme yol açıyor. Nora'nın yaşadığı ve Barry'nin biraz daha genç olduğu ve "yine" dünyayı ele geçirmek isteyen General Zod'un bulunduğu ilginç bir gerçekliğe geliyor.

"Barry" ve "Barry"

Her şeyin öncesini bildiği için, herkesi kurtarabileceğini düşünen karakterimiz, Justice League'e ulaşarak Zod tehlikesini önleyebileceğini düşünüyor ancak henüz "Justice League" diye bir ekibin ve üyelerinin var olmadığı bir evrene geçtiğini bilmiyor.

Bu çok güzel bir gönderme, çünkü çizgi romanlarda da Justice League'in var olmadığı ve sonuç olarak dünyanın her bir noktasının birbirine karıştığı bir sayı bulunuyor.

Amazonlar ve Atlantisliler'in Savaşı

Hiçbir "Justice League" üyesi olmasa bile bu evrenin aslında çok önemli bir süper kahramanı var: Batman

Michael Keaton'a 30 yıl sonra tekrar Batman kostümü giydiren film, karakterin hakkını vermeyi başarıyor. En başarılı Bruce Wayne örneklerinden biri olan Keaton ise, rolünü neredeyse ilk günkü hevesiyle canlandırmış gibi duruyor ve kesinlikle filmin en güzel detaylarından birisi haline geliyor.


Sivri eleştirilere maruz kalsa da filmin kesinlikle en çok emek verilen noktası, senaryosu. Barry, anlık olarak aldığı kararla başka bir evrendeki Barry'nin hayatını etkiliyor. Diğer Barry ise elbette boş durmuyor ve o da hamleler yapmaya başlayınca işler tam anlamıyla birbirine karışıyor. Flashpoint'e aşina olanlar ne demek istediğimi çoktan anladı bile :)

Peki, Barry yaptığı tüm hamleleri geri alsa, her şey yine eski haline dönmez mi?

İşte burada devreye ya Ancient One'ın cümleleri ya da Batman'in "spagetti teorisi" giriyor.

Avengers: Endgame ve The Flash filmlerinden "zamanda yolculuk" açıklamaları

Aldığı kararla geleceği etkilemeyi başaran karakterimiz, ileride olacakları etkilediği gibi, aynı doğrultudaki geçmişte de değişiklik meydana getiriyor ve her şeyi düzeltmek, olduğundan çok daha zor bir hale geliyor.

The Flash, Barry'nin orijinal hikâyesini ne kadar başarılı işlese de birkaç noktada gereksiz detaylara boğuyor, açılışı dahil olmak üzere izlemesi gerçekten sıkıcı olan sahneler sunuyor ve 90'lı yılların sonunda yapılmış gibi görünen görsel efektleriyle de sınıfta kalıyor.

Ama diğer bir yandan; ufak tefek değişiklikler olsa bile çizgi romanlara bağlı kalışı, duygusal sahnelerin izleyiciye aktarılış şekli, Ezra Miller'ın başarılı oyunculuğu, sürpriz bir şekilde Supergirl karakterine çok yakışan Sasha Calle ve içerisindeki tüm referanslarla birlikte sinemaseverlerin bir kısmının gönlünü almayı başaran bir film oluyor.

"Supergirl" (Sasha Calle)

"Çoklu-evren" mevzusunun dahil edilişi dolayısıyla karşımıza çıkan karakterler filmin yine başarılı kısımlarından biri oluyor. Barry'nin etki ettiği küçük bir mevzu bütün dünyanın kaderini değiştirmekle kalmıyor, başka evrenlere de sıçrayacak kadar büyüyor. Sonuç olarak elde, "değişmek zorunda kalan" gerçeklikler kalıyor.

Bu konuya önem verilmesinin bir diğer sebebi de Zack Snyder evreninin artık sonuna gelinmiş olması. Geçtiğimiz yıl yönetim kadrosunda değişime giden DC, Henry Cavill'ın Superman'i dahil olmak üzere birçok Justice League üyesine veda edeceğimizin sinyalini vermişti. Yeni oyuncularla yepyeni bir evren kurmak istediğini belirten James Gunn, bu filmle istediğine kavuştu denilebilir.

DC Evreninde Yeni Dönem Başlıyor
DC Studios’un başına getirilen James Gunn ve Peter Safran, film ve dizilerdeki DC evrenini baştan tasarlıyor. Bu kapsamda planlanan ilk 10 proje, ikili tarafından duyuruldu.

Kötü efektleri, eksik sürprizleri ve sebep olduğu olaylarla, "Snyderverse" severleri pek mutlu etmese de işlediği konunun zenginliği ve başarılı oyunculukları sebebiyle The Flash, DC kütüphanesinde "şans vermeye değer" yapımlardan biri olarak yerini alıyor.


Paylaş