Başlarken nereye varacağını üç aşağı beş yukarı kestirebileceğiniz bazı hikâyeler vardır, ama yine de kendinizi kaptırmaktan alıkoyamazsınız. MobLand tam olarak böyle bir hikâye. Yeni bir şey söylemiyor belki ama söylediklerini öyle bir tonda, öyle bir kadroyla ve öyle bir atmosferde söylüyor ki, izleyici olarak koltuğunuzdan kalkmak istemiyorsunuz.

Guy Ritchie’nin suç dünyasına özgü stilini taşıyan bu dizi, Londra merkezli iki düşman suç ailesi, Harriganlar ve Stevensonlar arasında süregelen güç savaşını merkezine alıyor. Tom Hardy’nin Harrigan ailesi adına krizleri çözen sadık bir arabulucuyu canlandırdığı dizide, aile içi entrikalar ve dış tehditler giderek tırmanan bir gerilime dönüşüyor. Pierce Brosnan ve Helen Mirren gibi usta isimlerin de yer aldığı yapım, izleyiciyi sadakat, ihanet ve suçun ahlaki sınırları üzerine düşündürürken karanlık atmosferiyle de dikkatleri üzerine topluyor.

Dizi klasik bir suç öyküsünü işliyor ve kan bağı mevzusu ile sadakatle örülmüş ilişkiler ön planda. Fakat MobLand, iktidar kavgaları ve yeraltı dünyasının paslı dili gibi klişe topraklara pek fazla saplanmadan ilerlemeyi tercih ediyor; daha çok aristokrasinin arsızlığı ve güvenilmezliği ana konu. Genel olarak dizinin başarısında büyük pay sahibi olanlar da tartışmasız biçimde oyuncu kadrosu. Her oyuncu kendi çapında bir ağırlık yaratıyor, kimse figüran gibi hissettirmiyor. Bu da diziyi seyirlik olmaktan çıkarıp yaşanmış bir hikâyeye dönüştürüyor diyebilirim.
Özellikle Harry (Hardy), hikâyenin en çok konuşulacak ismi. Onun insanlarla iyi geçinme becerisi, kimi sahnelerde neredeyse bir senaryo kolaycılığı gibi dursa da, karakterin taşıdığı kırılganlık bunu telafi etmiş. Harrigan ailesiyle kurduğu bağ, güven ve sadakatten çok, bir tür mecburiyetin, bir başka aileye duyulan vicdani borcun sonucunda şekillenmiş gibi. Ama buna rağmen onlara olan sevgisi de gözlerinden okunabiliyor Harry'nin.

MobLand'in güçlü olan bir diğer yanı ise bence kuşkusuz, anlatımdaki akıcılığı. İzlerken zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyorsunuz; her bölüm, bir sonrakini merak ettirecek şekilde örülmüş. Durağan sahnelerde bile bir tür gerilim hissi var, sanki kamera bir sırra tanıklık ediyor da biz henüz o sırrın farkında değiliz. Bunun yanında, bölümlerin temposu da öyle güzel ayarlanmış ki, izleyici ne yoruluyor ne de dikkati dağılıyor.
Fakat tüm bu artılarına rağmen, dizinin hikâye örgüsü fazla tanıdık geliyor. Daha önce pek çok kez izlediğimiz aile içi çatışmalar, yükselme arzuları, infazlar, dış tehditlere karşı birleşme gibi temalar yeniden sahnelenmiş gibi. Dizinin, bildiğimiz bir ezgiyi çok güzel çalması gibi bir durumu söz konusu; melodiyi seviyorsunuz ama sizi hiç şaşırtmıyor.

Bununla birlikte, öyle bir tonda sona eriyor ki, mini dizi olduğu bilgisi bir anda kafanızdan uçup gidiyor, çünkü o bölüm tam anlamıyla bir sezon finali gibi yazılmış. Büyük bir kırılma anı, çözülmemiş gerilim, geleceğe dair muğlak ama umut vadeden bir kapı. Dolayısıyla ben bunun bu şekilde final yapacak bir dizi olduğunu asla düşünmüyorum. Bu sadece büyük bir savaşın başlangıcıydı...
Dizinin teknik tarafı da göz ardı edilemez; görüntü yönetimi etkileyici, müzikler sahnelere adeta yapışmış, her sahnede karanlıkla aydınlık arasında mekik dokuyan bir atmosfer var. Ayrıca, karakterler kadar şehir de bir aktör gibi, Ritchie’nin tüm projelerinden alışkın olduğumuz biçimde, o da başlı başına bir karakter olarak baş köşede.

MobLand, tanıdık bir haritanın farklı bir yorumunu sunuyor. Seyirciyi yeni bir yere götürmese de, oraya giden yolda tanıdık taşları daha zarifçe döşüyor. Karakterlerine dürüst, anlatımına özenli ve atmosferine sadık bir yapım. Kimi yerlerde senaryonun fazla güvenli sularda yüzdüğü hissedilse de, oyunculuklar ve final bölümü sayesinde bu eksikliği büyük ölçüde telafi ediyor.

Bu dizinin bize inandırmak istediği bir şey varsa, o da suçun ve şiddetin hüküm sürdüğü karanlık yerlerde dahi bir tür aidiyetin, bir vicdanın var olabileceğidir. Belki de bu yüzden Harry gibi karakterler yalnızca sertlikleriyle değil gösterdikleri kırılganlıkla da bu kadar etkileyicidirler. Ne dersiniz? 👀
Yorumlar