Son on yılda, güreş ringinden Hollywood’a uzanan kariyer yolu artık yalnızca istisnai bir başarı değil, gerçek bir rota haline geldi. WWE'nin devasa sahnesi, bir yandan televizyon ve sinema için büyük seçmelere sahne olurken, Dwayne Johnson ve John Cena gibi isimler, bu geçişin en bariz örnekleri haline geldi. Ancak bu liste yalnızca ikisiyle sınırlı değil, onlardan önce gelip bu yolu açan birçok ismi de barındırıyor.
Eğer Hulk Hogan olmasaydı, belki de bugün The Rock diye biri olmayacaktı, en azından Dwayne Johnson bir marka hâline gelmeyebilirdi. Gerçek adı Terry Bollea olan Hogan, 1980’ler boyunca Amerikan profesyonel güreşini devasa 24 inçlik pazularıyla omuzladı. Hollywood ise onun için pek de parlak bir kariyer sunmasa da, bu geçişin önünü açtı.

Bu listede ringden oyunculuğa geçen güreşçiler sıralandı ve elbette listeye giremeyen ama anmadan geçemeyeceğimiz isimler de var: Stacy Kiebler, Randy Orton, CM Punk, Mike Mizanin, MJF, Randy Savage, Sasha Banks nam-ı diğer Mercedes Moné, Steve Austin, Bill Goldberg, Dallas Page, Paul Levesque, Becky Lynch, Chris Jericho ve daha niceleri...
Bu kadar çok isim olması şaşırtıcı mı? Pek sayılmaz. The Expendables oyuncu listesi bile eski bir WWE kadrosu gibi. Üstelik, büyük fizikli ve karizmatik oyuncular gerektiğinde, Hollywood’un ilk durağı genellikle WWE’nin Stamford, Connecticut’taki genel merkezi oluyor.
Gelin, bizleri kariyerlerindeki bu çok yönlülükleriyle büyüleyen bu on ismi sırasıyla mercek altına alalım.
10. Andre the Giant

Sinema oyunculuğu konusunda yetenekli sayılmazdı, İngilizcesi de pek akıcı değildi ama André René Roussimoff, nam-ı diğer Andre the Giant, The Princess Bride filmindeki rolüyle unutulmaz bir iz bıraktı. Hakkındaki efsaneler, kendi kadar büyük: Gerçekten 2,24 metre boyunda ve 235 kilodan fazla bir devdi. Eğer daha uzun yaşayabilseydi, Paul "The Big Show" Wight bile onun yanında sönük kalabilirdi. Yani evet, gerçekten büyüktü.
Hollywood kariyeri ise tıpkı ömrü gibi kısa sürdü. 1993’te henüz 46 yaşındayken hayatını kaybettiği dönemde, Hulk Hogan’ın sinema kariyeri de büyük oranda çöküşteydi. Bu yüzden Andre’nin bu listeye girişi biraz da nostalji etkisiyle. Ama kabul etmek gerekir ki nostalji fazlasıyla güçlü bir duygu.
9. Jesse "The Body" Ventura

Kapsamlı bir filmografisi olmayabilir, sonuçta Minnesota valiliği yapmak, oyunculuk kariyerini ister istemez sekteye uğratır. Ama Predator gibi bir filmde oynamış olmak, başlı başına kayda değerdir.Ventura’nın geri kalan oyunculuk kariyeri ise beklentilere uygun: Demolition Man, Running Man, Renegade ve Zorro gibi dizilerde konuk oyunculuklar, birkaç cameo ve seslendirme işiyle dolu.
Bu kötü bir kariyer değil, fakat sadece ilk beşe girecek kadar güçlü bir kariyer de değil. Özellikle de Ventura’nın listedeki diğer isimlere kıyasla, güreş kariyeri muhtemelen en zayıf olanı, ki yine de fena değildi. Fakat bu listede o geçmişin de bir karşılığı olmalı.
8. Paul Wight

Listemizdeki ilk gerçek yedi feet (2,13 m) boyundaki isim Paul Wight, ama en uzunu o değil, henüz. Wight uzun olmakla kalmıyor, aynı zamanda bir dönem yaklaşık 225 kilo ağırlığa da ulaşan bir isim. Neyse ki, Dave Bautista gibi o da zamanla fazla kilolarından kurtuldu; fakat muhtemelen hiçbir zaman 170 kilonun altına inmeyecek...
Peki Hollywood böyle bir fiziğe kaç rol sunabilir? Cevap: Neredeyse hiç. Ama iki istisna var: Wight ya komik derecede büyük bir karakteri oynayacak, mesela The Waterboy filmindeki güreşçi Captain Insano ya da Jingle All the Way’deki Dev Noel Baba gibi… Ya da kendini canlandıracak. Bunu da Netflix’in tek sezonluk aile komedisi The Big Show Show’da yapmıştı zaten.
7. Hulk Hogan

Gerçek adıyla Terry Bollea, oyunculuk tohumlarını Rocky III filmindeki Thunderlips rolüyle ekti. Ardından Hollywood’a ciddi adımlar attı… Ama ne yetenek ne de senaryolar onu taşımaya yetti. Hogan’ın esas çıkışı olarak planlanan film Suburban Commando idi, ancak bu film fazlasıyla kötüydü. Mr. Nanny ise sanıyoruz ki herkesin hemfikir olduğu şekilde kariyerinin en kötü filmi.
Hogan en sonunda kendine uygun kulvarı, doğrudan ev videosu pazarına yönelik Thunder in Paradise film ve dizi serisiyle buldu. Elbette bu yapımlar "iyi" değildi ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki tam anlamıyla Hulk Hogan’dı.
Yine de hakkını vermek gerek: Eğer Terry Bollea olmasaydı, bugün ne bir Dwayne Johnson, ne John Cena, ne de Dave Bautista olabilirdi.
6. Kevin Nash

Hulk Hogan’ın, listemizdeki en yüksek sıralamaya sahip nWo üyesi olduğunu düşünmüştünüz, değil mi? Sürpriz! Kevin Nash, ring dışında da kötü adam rolleriyle aranan bir yüz oldu. Ama sadece bununla kalmadı, Magic Mike serisinde Tarzan karakterini canlandırarak sahneye de adım attı. Yani, az da olsa bir oyunculuk yelpazesi var diyebiliriz. Fakat bir sorun da var...
Eğer Dwayne Johnson’ın bir karaktere "tam anlamıyla bürünemeyecek kadar büyük" olduğunu düşünüyorsanız, Kevin Nash gibi 2,08 m boyunda birini hayal edin. Bu kadar devasa bir fizikle, başrol için fazla dikkat çekici olmak neredeyse kaçınılmaz. Hollywood, bu kadar büyük adamlar için pek fazla başrol erkeği yazmıyor. Yine de Nash’in ekranda unutulmaz bir figür olduğunu inkâr edemeyiz ve bu listede en uzun hatta ikinci en uzun kişi bile değil...
5. Adam Copeland

WWE evreninde Edge olarak tanınan Adam Copeland, sadece oyuncuya yakışan bir yüze değil, aynı zamanda gerçek oyunculuk yeteneğine de sahip. Liste boyunca yer alan birçok ismin aksine, Copeland hem fizikli hem de "oyuncu gibi" bir yapısı var. Uzun boylu ama sahnede kaybolmayı başarabiliyor, bu da onun karakterlere tam anlamıyla bürünmesini sağlıyor.
Copeland’ın kariyerinde gerçekten kayda değer projeler var. Vikings dizisinde canlandırdığı Kjetill Flatnose, tam 25 bölüm boyunca ekranlardaydı. Ondan önce de Haven dizisinde Dwight Hendrickson rolüyle 42 bölüm oynadı. Geçtiğimiz yıl ise Percy Jackson and the Olympians dizisinde Ares olarak karşımıza çıktı.
4. "Rowdy" Roddy Piper

Roddy Piper, güreş tarihinin Mount Rushmore’una girecek ilk dört ismi arasında olmayabilir ama çok da uzak sayılmaz. Fakat söz konusu "ringden sinemaya geçen güreşçiler" olduğunda, Piper’a bu listede kesinlikle heykel yeri ayrılır, çünkü elimizde They Live gibi bir kült klasik var.
John Carpenter’ın yönettiği They Live, bize sadece distopik bir hikâye sunmakla kalmadı, aynı zamanda kültleşmiş şu repliği de kazandırdı:
"Buraya sakız çiğneyip kıç tekmelemeye geldim. Ve sakızım bitti."
"Rowdy" Piper, oyunculuk kariyerine geçmeden önce, WWE/WWF evreninde kendi sunduğu ilk röportaj köşelerinden biri olan Piper’s Pit ile oldukça iyi bir sahne pratiği edinmişti. Bu özgüven ve mizahi zamanlama, onu ekranlara taşıdı. Kariyerinde ayrıca It’s Always Sunny in Philadelphia dizisinde çılgın bir güreşçiyi canlandırdığı bir rolü de vardı.
3. John Cena

John Cena’nın oyunculuk yeteneği hâlâ bazı çevrelerde tartışma konusu. Ancak şu bir gerçek; ikinci kariyer perdesi olan oyunculuğa cesurca adım attı ve en önemlisi, kendisiyle dalga geçmekten hiç çekinmiyor. Evet, Dwayne Johnson genel eğlence sektöründe daha büyük bir iz bırakmış olabilir. Ama onun bir avantajı vardı; ilk hareket eden oydu.
Buna karşılık, Cena’nın WWE macerası daha uzun soluklu, daha istikrarlı ve muhtemelen listedeki en büyük kariyer. Bu yönüyle, onu Johnson’ın bile önüne koymak için sağlam gerekçeler var. Ancak sinema salonu sahipleri ve Dwayne Johnson’ın yapım şirketi Seven Bucks Productions bu fikre şiddetle karşı çıkabilir ve haksız da sayılmazlar doğrusu.
2. Dwayne "The Rock" Johnson

Hiç tartışmasız, bu listedeki en başarılı aktör Dwayne Johnson ve bu da elbette azımsanacak bir şey değil. Çok insana çok para kazandırdı, ama ne yazık ki eleştirmenlerin övgüsünü hâlâ tam anlamıyla kazanabilmiş değil. Belki yakında çıkacak olan A24 yapımı The Smashing Machine bu durumu değiştirir…
The Rock olarak Johnson’ın güçlü olduğu çok net alanlar var, efsanevi bir çalışma disiplini, karizmasıyla öne çıkan konuşma becerisi ve en önemlisi kendi pazarını çok iyi tanıması. Belki de bu yüzden, neredeyse her Dwayne Johnson filmi aynı "Dwayne Johnson filmi" gibi görünüyor ve hissediliyor.
Şimdilik, gişe rekorlarının kralı ama sanat filmi tahtı hâlâ boş. Belki bir gün oraya da oturur.
1. Dave Bautista

Başlarda Dave Bautista’nın sadece Guardians of the Galaxy’deki Drax rolü için uygun bir fiziksel tercih olduğu düşünülüyordu; vücut hazırdı, makyaj departmanı da geri kalan işi hallederdi. Ama zamanla ortaya çıktı ki Bautista gerçekten iyi ve şaşırtıcı derecede çok yönlü bir oyuncu. Bugünlerde Hollywood’da, 2006’daki WWE günlerindeki kadar yoğun bir programı var; yani kısacası, sürekli iş başında. Peki onu bu kadar özel kılan ne?
Bautista, bu listeye damgasını vurmasını sağlayan çok akıllıca bir hamle yaptı: Bir zamanların The Animal Batista'sı, gerçekten de bir hayvan gibi inşa edilmişti, bugün ise yaklaşık 109 kg civarında, daha ince, daha oyuncuya uygun bir fiziğe sahip. Çoğu oyuncu belli roller için hacim kazanırken, Bautista tam tersini yaptı, vücut kütlesini azaltarak sinema dünyasının beklentilerine daha rahat uyum sağladı. Bu ters vücut dönüşümü, hem inandırıcılığını artırdı hem de onu Dwayne Johnson ya da John Cena gibi sürekli "kahraman" kalıplarına sıkışmaktan kurtardı. Çünkü fizik olarak Batista gibi ve Drax gibi inşa edildiğinizde, size kolay kolay bir "herkes gibi adam" rolü gelmez. Ama Dave Bautista bu bariyeri kırdı.
Villeneuve’ün Dune’u, Blade Runner 2049’u, M. Night Shyamalan’ın Knock at the Cabin’i gibi ciddi yapımlarda oyunculuğunu konuşturdu. Ve işte bu yüzden de
Dave Bautista, ringden çıkan en iyi oyuncu listemizin zirvesinde yerini alıyor.
Kaynak: THR
Yorumlar