Weapons daha ilk dakikasından itibaren seyircisini yakalayan bir film. Sıradan bir Amerikan kasabasında başlayan hikâye, kısa süre içinde olağanüstü bir kaybolma vakasına sonrasında ise büyük bir vahşete dönüşüyor. Aynı sınıfın öğrencisi olan tam 17 çocuğun gizemli şekilde ortadan kaybolmasıyla beraber hem kasabanın, hem de izleyicinin huzuru bozuluyor. En başta toplumsal endişe ve travmaların bir yansıması gibi görünen hikâye, bir noktadan sonra iliklerinize kadar işleyen saf bir gerilimle kaplanıyor.

🎭
Yazı, Weapons filmine dair spoiler içermeyecek.

Parçadan bütüne

Filmin en başarılı işlediği noktalardan biri, farklı karakterlerin bakış açılarını parça parça göstererek büyük resmi yavaş yavaş tamamlaması. Öğretmeninden babasına, yan karakterlerinden olaya en yakın çocuğa kadar herkesin gözünden izlenen bu hikâye, adeta bir yapboz gibi ilerliyor. Yönetmen Zach Cregger’ın tercih ettiği bu yapı, kimi zaman gerilimi ağırlaştırsa da, büyük finalde izleyiciyi fazlasıyla ödüllendiriyor.

Tüm suçlar Justine'in (!)

Filmin merkezinde yer alan öğretmen Justine’i, bu sene farklı farklı birçok projede izleme şansı bulduğumuz Julia Garner canlandırıyor. Garner, karakterini sadece suçlanan bir yetişkin olarak bırakmıyor; geçmişte hatalar yapmış bir birey olarak çocuklarına karşı hissettiği sorumluluk duygusunu öne çıkarıyor ve kendisini bu uğurda tehlikeye atmaktan çekinmiyor. İzleyici, Justine’in gözlerinde hem suçluluk hem de çaresizlik görüyor ve bunlar da karakteri sahici kılan en büyük detaylar. Ayrıca bu rol, Garner’ın kariyerinde öne çıkan performanslardan biri olarak anılacak gibi.

Söylenenlere göre aslında Archer rolü için başta Pedro Pascal düşünülmüştü, fakat şartlar değişti Josh Brolin devreye girdi. İyi ki de öyle olmuş; çünkü Brolin, kayıp çocuğunun acısıyla yıkılmış bir babayı öylesine ağırbaşlı ve gerçekçi oynamış ki, film boyunca her sahnesinde ağırlığını hissettiriyor. Hem Pascal artık o kadar çok yapımda yer alıyor ki yüzünü eskiteceğinden korkuyorum doğrusu.

Atmosfer kullanımı

Korku filmlerinde atmosfer çoğu zaman senaryodan bile önemlidir. Weapons bu konuda ders verir nitelikte. Sıradan bir mutfak, boş bir okul koridoru ya da bir evin bahçesi bile filmde öyle bir resmediliyor ki her an bir köşeden tehlike fışkıracakmış hissi doğuyor. Yönetmen, seyircinin tahminlerini sürekli boşa çıkararak gerilimi diri tutmayı başarıyor.

Filmin yıldızı: Aunt Gladys

Alex karakterine hayat veren Cary Christopher, bir noktadan sonra filmin asıl sürükleyici gücü haline geliyor. Küçük yaşına rağmen üzerine yüklenen onca sorumluluk, ayrıca bir oyuncu olarak o kadar usta ismin yanında hikâyeyi taşımayı başarması, seyircide gerçekten hayranlık uyandırıyor. Onun gözlerinden anlatılan final bölümleri, korku dozunu en üst seviyeye çıkarırken izleyiciyi de doğrudan olayların içine sokuyor. 

Ve tabii ki akıllarımızdan uzun süre atamayacağımıza inandığım başka bir karakter: Aunt Gladys. Görür görmez anlıyorsunuz ki bu kadında bir sıkıntı var. Varlığı, film boyunca görünmeyen bir kötülüğün sembolü gibi. Onda güvenmediğimiz bir şey var ve her sahnesinde diken üstünde tutuyor. Ve bu karanlık taraf, çocukların kayboluşuyla da birleşince, film bir anda sıradan bir kayıp hikâyesinden çok daha büyük, neredeyse mitolojik bir korku anlatısına dönüşüyor.

Minik eksiler

Her ne kadar bütünlüğü güçlü olsa da filmde zaman zaman gereksiz uzatılmış sahneler, fazla açık edilmiş ipuçları göze çarpıyor. Ancak bu küçük pürüzler, akıcılığa zarar veren şeyler değil. İzleyici, bu eksileri çoğu kez atmosferin ve oyunculukların etkisiyle görmezden geliyor.

Gerilimin doruğu

Finale doğru her şey Alex’in gözünde birleşiyor. Onun küçücük dünyasından yansıyan büyük korkular, seyirciyi daha önce yaşamadığı bir çaresizlik duygusuna sürüklüyor. Finalde gelen kısmi zafer, aslında tam bir huzur değil; daha çok "yaralı bir iyileşme" hissi bırakıyor.

Weapons, 2025 yılının korku ve gerilim sinemasında zirveye oynayan yapımlarından biri. Hem güçlü atmosferi hem de karakter temelli anlatımıyla türün sınırlarını zorlayan, seyirciyi sadece korkutmakla kalmayıp düşündüren bir film. Bu yönüyle yalnızca korku tutkunlarına değil, sinemada iyi hikâye arayan herkese hitap ediyor.

Her filmde olduğu gibi bunda da ufak tefek mantık boşlukları mevcut. Ama genel tabloya bakıldığında Weapons, eksiklerini değil başarısını konuşturan bir yapım. Alex’in zekâsı ve masumiyeti, Gladys’in tarif edilmez karanlığı, Justine’in çaresizliği ve Archer’ın acısı birleşince ortaya unutulmaz bir sinema deneyimi çıkmış. Yıllar sonra bile hatırlanacak, üzerine konuşulacak bir korku filmi olduğuna inanın hiçbir şüphe yok.

Paylaş