İtiraf edeyim, Abbott Elementary’e başlamadan önce "bir okul dizisi ne kadar komik olabilir ki?" diye düşünüyordum. Ama daha ilk bölümde bu soru aklımdan uçup gitti çünkü cevabı çok açıktı: Çok komik olabilir.

Dizinin yaratıcısı ve başrolü Quinta Brunson, hem kalemi hem oyunculuğu ile öyle bir enerji yayıyor ki, daha açılış dakikalarında "tamam, bu başka bir şey" diyorsunuz. Janine Teagues ve iş arkadaşlarının maceralarını izlemek bana senelerdir unuttuğum, bir şeyler izlerken gerçekten gülmenin nasıl bir his olduğunu hatırlattı; elbette basit bir tebessümden bahsetmiyorum.
Özlenen o "saf" komedi

Dizinin en büyük sürprizlerinden biri, "mockumentary" tarzını yeniden bu kadar taze bir şekilde sunabilmesi. The Office sonrası bu tarzın doygunluğa ulaştığını düşünüyordum. Ama Abbott Elementary, bu formatın hâlâ gülme kaslarımızı zorlayabileceğini kanıtlayan en büyük örneklerden biri olarak karşımızda. Kamera önünde yapılan kısa, ani yorumlar, karakterlerin "yakalanmış" bakışları ve doğaçlama duran repliklerin tamamı, mizahın hem samimi hem de en saf halini önümüze seriyor.
Her bölümde kendinizi o sınıfların içinde, o koridorlarda dolaşırken buluyorsunuz. Çünkü buradaki komedi yalnızca esprilerden değil, ortamın tanıdıklığından da geliyor. Hangi ülkede olursak olalım, okulların kendine özgü bir havası var ve Abbott bunu çok iyi kullanıyor. Kısıtlı bütçeler, idareyle yaşanan anlaşmazlıklar, birbirinden farklı karakterler… Hepsi, eğitim sistemine dair ince bir mizah anlayışıyla ekranda.

Karakter çeşitliliği ise dizinin kalbini oluşturan en önemli unsur. Jacob'ın yumuşaklığı, Barbara’nın deneyimli, disiplinli tavırları, Melissa’nın dobra, katı ama naif karakteri, Greg’in utangaçlığı ve Janine’in hiçbir şeyden vaz geçmeyişi... Her biri, farklı hayat görüşleri ve mizah tonlarıyla diziyi dinamik tutan varlıklar. Bir bölümü bitirdiğinizde "keşke biraz daha vakit geçirseydim” diyor, sezonlar ilerledikçe kendinizi onlardan biri olarak görmeye başlıyorsunuz.
Kaostan doğan bir şamata

Bu dizi, Seinfeld, Friends ya da How I Met Your Mother gibi yakın arkadaşlar arasında geçen keyifli anları anlatan bir yapım değil. Burada merkezde, işine tutkuyla bağlı öğretmenler ya da mecburiyetten burada olan eğitimciler var. Her gün sınıfa aynı heyecanla girenler de, Philadelphia'nın en yoksul mahallelerinden birine sürgün gibi gelen ve istemediği insanlarla çalışmak zorunda kalanlar da bu kurumun bir parçası. Aralarında samimiyetten çok dürüstlüğe dayanan, zaman zaman çatışmalı ama ayarlı ilişkiler var. Hepsini bir araya getiren ise ortak bir amaç; imkânların son derece kısıtlı olduğu bir okulda, çocuklara iyi bir gelecek sunabilmek.
Ufak tefek ama kalemi güçlü...

Dizide karakterinin boyu dolayısıyla sürekli zorbalanan Janine'in; hem oyuncusu hem de dizinin senaristi Quinta Brunson’un başarısı yalnızca yazdığı diyaloglarda değil, aynı zamanda karakterlerin duygusal tonlarını koruyabilmesinde de gizli. Dizi, öğretmenlerin günlük mücadelelerini hafife almadan, aksine bunları gerçekçi ama tatlı bir mizahla gösteriyor. Yani bir sahnede kahkahalar atarken, diğer sahnede farkında olmadan onlara daha fazla saygı duymaya başlıyorsunuz.

Bir ilkokulun düşündüğümüzden çok daha komik olabileceğini görmek bir yana, bazen durdurup kahkaha atmak için kendime zaman tanıdığım sahneler oldu. Bazı espriler o kadar güçlü ki, geriye sarıp birkaç kez izleme isteği doğuruyor. Naçizane, hatırı sayılır derecede bir sitcom izleyicisi olduğumu varsayıyorum ve bu açıkçası benim bile benim çok nadir karşılaştığım bir durum değil.
Bununla birlikte, Abbott Elementary sadece gülme üzerine kurulu da değil. Arka planda, eğitim sisteminin zorluklarını, az kaynakla çok şey başarmaya çalışan insanların yaratıcılığını, bu yolculukta yapılan fedakarlıkları da izliyoruz. Bunu size ders verir gibi değil, doğal bir akış içinde hissettiriyor. Bu dengeyi kurmak kolay değil ama dizi bu konuda da ustalığını konuşturuyor.

Tanıdık gelen bir tat...
Çekim formatı önemlidir, burada da kullanılan yöntem karakterleri izleyiciye daha yakın hissettiriyor. Sanki bir belgeselin ortasındaymışsınız da bu öğretmenleri gerçekten tanıyormuşuz gibi. Onların başarısına seviniyor, hayal kırıklıklarında üzülüyoruz. Ama bu bağ, dizinin asıl hedefi olan "iyi hissetme" etkisini de pekiştiriyor. İlk başlarda The Office ile fazlasıyla paralellik barındırdığını düşündüğüm bir işti, fakat bunda en önemli etkenin format türü olduğunu düşünüyorum; belki de bir tık Janine ile Gregory arasındakilerin Pam ile Jim arasındakilere benzetmemle de ilgisi olabilir tabii...

Fakat sonrasında sezonlar ilerledikçe kendi yolunu çizen bir dizi olarak karşımızda durması benim en çok sevdiğim özelliklerinden biri oldu Abbott’ın. Komedi dizilerinde bazen "tam oturmayan" bölümler olur, ve burada bunu da pek hissetmedim. Belki de nedeni, karakterlerin iyi yazılmış olması ve hikâyelerin küçük detaylarla beslenip bunlarla yetinebiliyor olmasıdır, ki bu şahane bir özellik.
Eğer komedi dizilerine düşkünseniz ya da yalnızca zor bir gün geçiriyorsanız, bu diziyi gönül rahatlığıyla öneririm. Abartısız ama etkili mizahı, iyi yazılmış karakterleri ve sıcak atmosferiyle, izlemeniz değil, eşlik etmeniz istenilen bir iş çıkartmışlar ortaya.

Son olarak şunu tekrar belirtmeliyim; Abbott Elementary bana uzun zamandır eksikliğini hissettiğim bir şeyi geri verdi, içten bir gülümseme. Bazen kahkaha attıran, bazen sadece "ne güzel insanlar var" dedirten, ekrandan taşan bir pozitiflik. Böyle yapımlar çok sık gelmiyor, bu yüzden geldiğinde de kaçırmamak lazım.
Yorumlar