1977 yılında vizyona giren ilk filmiyle sinema dünyasında büyük bir çığır açan Star Wars serisi, yakaladığı başarının ardından; devam filmleriyle, animasyonlarla ve dizilerle genişlettiği evrenine, geçtiğimiz yıl yepyeni bir yapım daha ekledi: Obi-Wan Kenobi
Temelinde; "iyi ile kötünün savaşını" konu edinen Yıldız Savaşları, dallanıp budaklanan hikâyesiyle, her türden izleyiciyi bünyesine dahil etmeyi başaran nadir serilerden birisi oldu.
İlk üçlemenin öncesinde yaşananları konu edinen ikinci üçleme, kadrosunda; Hayden Christensen, Ewan McGregor, Natalie Portman ve Christopher Lee gibi isimler bulunduruyordu. Eski nesil izleyiciler tarafından pek beğenilmemiş olsa da hikâyenin temellendirilmesi açısından en önemli olayların anlatıldığı seriydi.
Anakin Skywalker'ın, daha dünyaya gelmeden önce başlayan çilesinin ve sonrasında Darth Vader'a dönüşüm yolculuğunun anlatıldığı üçleme; "imkânsız aşkı" Padme Amidala ile birleştirmeye çalıştığı hayatında yaşadığı zorluklara ve hem en yakın dostu hem de öğretmeni olan Obi-Wan Kenobi ile ilişkilerine odaklanıyordu.
En yakını olmasına rağmen, Anakin'in, Darth Vader'a dönüşümünde büyük pay sahibi olan isimlerden bir tanesi Obi Wan Kenobi'ydi. Kardeşlikten düşmanlığa dönüşen bu hikâyenin en önemli detayları Sith'in İntikamı filmiyle izleyiciye aktarıldı.
İkinci üçlemeyi sonlandıran Sith'in İntikamı'nın 10 yıl sonrasında yaşananları anlatan Obi-Wan Kenobi dizisi, sık sık açtığı geçmiş mevzuları ve flashback sahneleriyle, Hayden Christensen ve Ewan McGregor ikilisini yıllar sonra tekrar bir araya getirdi.
Tatooine gezegenine yerleşip izini kaybettiren Obi-Wan, Prenses Leia Organa'nın kaçırılmasıyla ortaya çıkıyor ve onu kurtarabilmek için yollara düşüyor. İmparatorluk yanlısı "Engizisyoncular" tarafından kaçırılan Leia'nın ise tek umudu, babasının eski dostu tarafından kurtarılabilmek.
Jedi'ların, İmparatorluk tarafından avlandığı bu zaman dilimi içerisinde, karakterimizin kendini soyutlama kararı alması, güç ile olan iletişimini zayıf düşürüyor. Ancak Leia'yı kurtarması gerektiği için de bu bağı bir şekilde tekrar kurması ve gücü kullanması gerekiyor.
İlk üçlemede neredeyse sadece Luke Skywalker ile vakit geçiren Obi-Wan'ın, burada çoğunlukla Leia ile kurduğu bağa odaklanılıyor ve Star Wars evreninde izlemesi en keyifli olan ikililerden biri ortaya çıkıyor.
Bu dizi ile tanıştığımız Kız kardeş Reva'nın da dizi içerisinde önemli bir yeri var. Moses Ingram'ın canlandırdığı karakter, bir İmparatorluk askeri ve aynı zamanda Prenses Leia'yı yakalamaya çalışan isimlerden de birisi olarak karşımıza çıkıyor. Son bölümlere geldiğimizde ise hikâyesinin sadece bunlardan ibaret olmadığını öğreniyoruz.
Star Wars evreni içerisindeki en önemli olayların yaşandığı üçlemenin ardından olanları aktaran Obi-Wan Kenobi, izleyicilerin büyük bir kısmını memnun edememiş olsa da duygusal açıdan çok kilit noktalara değiniyor ve genel olarak diziyi beğenmeyenlerin gönlünü de tek bir sahne ile almayı başarıyor.
Dizinin amacı ilk bölümlerde tam olarak anlaşılamasa da sonlara doğru mantık çerçevesine oturuyor; final bölümü ise izleyicilere dizinin geri kalanından çok daha fazla nostalji yaşatıyor ve geçmişe bağlı bir başka hikâye olduğu ortaya çıkıyor. Bunca zamandır Anakin'in başına gelen her şeyden kendini sorumlu tutan Obi-Wan, pişmanlığını izleyiciye oldukça başarılı bir şekilde aktarıyor.
Obi-Wan'ın olanlardan kendini suçlu bulup inzivaya çekilmesi ve Darth Vader'ın "eski en yakın dostu" yerine kendisini suçlaması gibi detaylar, yaşanan onca şeye rağmen, derinlerde bir yerde birbirlerine hala değer verdiklerini kanıtlıyor.
Gerçeklikten oldukça uzak olan bu evren, temelde "iyi ve kötünün savaşını" konu ediniyor olsa da bu savaşta bir kazananın bulunmaması, onu gerçek kılan en önemli özellik oluyor.
İzleyenler tarafından pek beğenilmese de bu kısa hikâye, izleyiciye "umut" aşılıyor ve her zaman oluğu gibi, Üstat Obi-Wan Kenobi bunun çok başarılı bir temsilcisi oluyor.
Disney+ yapımı olan dizi, şimdi ikinci sezon onayını almayı bekliyor.
Yorumlar