2001 yılında türünün en iyi örneklerinden biri olan Training Day’de yolları kesişen yönetmen Antoine Fuqua ile Denzel Washington’ı yıllar sonra yine bir araya getiren The Equalizer, 2014 yılında izleyiciyle buluşmuş olan, seyirciyi aksiyona doyuran ve zekice döşenmiş olan bir intikam serisinin başlangıç filmi. 

"Alonzo Harris" (Denzel Washington), "Jake Hoyt" (Ethan Hawke) - Training Day (2001)

The Equalizer, 1980’lerde Edward Woodward tarafından canlandırılan bir CIA suikastçısının intikam açlığını gidermek ve masumları korumak adına kariyerinin ikinci baharında serbest çalışan bir tetikçi olarak karşımıza çıkmış bir karakteri konu alan bir televizyon dizisinden esinlenilmiş. 

"McCall" (Edward Woodward) - The Equalizer (1985-1989)

Bir yapı malzeme dükkanında çalışan Bob, herkesle iyi geçinen, güler yüzlü, entelektüel, kitap okumayı seven ve son derece sevecen bir adam. En azından ilk bakışta böyle görünüyor. Bay McCall’un göründüğü gibi biri olmayışı ise asla sürpriz değil. Sanırım filmi güzel yapan şeylerden biri de bu; zaten herkesin farkında olduğu bir gerçeğin ortaya çıkarılış biçimi.

"Alina" (Chloe Grace Moretz)

Gerçeği zaten bilerek izliyor ve patlama noktasını ellerinizi adeta birbirine sürterek merakla bekliyorsunuz. Peki, neredeyse atmış yaşında ve her şeyden elini eteğini çekmiş gibi görünen bu adamın bardağını taşıran son damla ne oluyor dersiniz? 

Uyuyan devi uyandırmak.

Kendisinden yaşça küçük olan iş arkadaşlarına sık sık öğütlerde bulunan sevimli Bob, işten fırsat bulduğu zamanlarını, genelde akşamlarını, her zaman gittiği 24 saat açık olan lokantada kitap okuyarak geçiriyor.

Bu lokantada her akşam ona arkadaşlık eden, sokak ismiyle Teri ama gerçek ismi Alina olan genç bir kızımız var. Sokaklarda bir fahişe olarak yaşamını sürdürmeye çalışan Alina, kafasını dinlemek için geldiği bu dükkânda her zaman günün yorgunluğunu atmak üzere burada bulunan Bob’a bir süre sonra eşlik etmeye başlıyor. 

İkilimiz arasında bir süre sonra bir amca-yeğen, bir baba-kız ilişkisinin gelişmeye başladığını gözlemliyoruz. Robert'ı da çileden çıkaran bu oluyor haliyle...

Bir akşam Robert ile birlikte yürümekte olan Alina’nın önünü çalıştığı mafya kesince, ilk olarak Robert sessizliğini korumak durumunda kalıyor. Ancak gencecik kızın öldüresiye dövüldüğünü öğrendikten ve onu hastanede ziyaret ettikten sonra işler değişiyor tabii. Gerekli bilgileri ediniyor karakterimiz ve ardından güzel kızımızı hırpalayan terbiyesizlerin mekânını basıyor.

Robert’ın bir huyu var, mekân basmadan ya da adam dövmeden öncesinde mutlaka saatini ayarlıyor. Bir nevi kendisiyle yarışıyor tetikçimiz. Bir oda dolusu ağır silahlı Rus adamların bulunduğu yerin de altını üstüne getirmeden öncesinde de yaptığı ilk iş o oluyor.

"Teddy" (Marton Csokas)

Alina’nın başına gelenler vesilesiyle Puşkin lakaplı büyük bir mafya babasını karşısına alan Robert ve aslında dikkatle bakıldığı zaman ana konusu kadınlara yönelik şiddeti bir şekilde durdurmaya çalışmak olan The Equalizer’ın geri kalanında onunla ve hamleleri tahmin edilemeyen ve bu mafya babasına bağlı çalışan Teddy lakaplı bir psikopatla mücadele etmek durumunda kalıyor.

Filmin tahmin edilebilir veya klişe olarak nitelendirebileceğimiz çok fazla noktası var. Fakat tüm bunlara rağmen inanılmaz bir seyir zevki veriyor. Bunu ister Washington’ın her zamanki gibi kusursuz performansına bağlayabiliriz, isterse de Fuqua’nın bir güzel bir melodi gibi akıp giden aksiyon sahnelerinin akıcılığına. 

Melodi demişken, benim bu filmle karşılaşma şeklim aslında biraz garip, çünkü filmin varlığını aslında sountracklerinden biri olan Eminem & Sia - Guts Over Fear şarkısı ile öğrendim diyebilirim. Yıllardır severek dinlediğim şarkının filminde neler olduğunu merak ederek ulaştım The Equalizer’a ve en büyük hayranlarından biri haline geldim.

O zaman yazıyı benim gibi sonradan tanıyıp çok sevenler için şuraya güzel bir haber bırakarak tamamlayalım. The Equalizer serisinin devam filmleri yolda! 🥳

‘The Equalizer’ın 4. ve 5. Filmleri Yolda
Denzel Washington, sevilen seri için iki devam filminin daha yapım aşamasında olduğunu doğruladı.

Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek isterseniz, kanalımı takip edebilirsiniz :)
Paylaş