2022’de düşük bütçesi ve iddiasız havasıyla sürpriz bir gişe başarısına erişen Smile, eleştirmen yorumları ve bu beklenmedik hasılatı dolayısıyla o yıl tüm dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştı. Sadece 17 milyon dolara mal olan ilk film, gişede 217 milyon dolar elde ederek Paramount Pictures’ın şimdiye kadarki en büyük başarılarından birine imza attı.

"Rose Cotter" (Sosie Bacon) - Smile (2022)

Aslında Smile’ın öyle çok da farklı bir konusu yok. Son derece tanıdık bir formüle sahip olan film, miras kalan bir akıl hastalığının yarattığı dehşet silsilesini konu alıyor. 

🙃
Yazı, Smile serisinden herhangi bir spoiler içermeyecek. Gönül rahatlığıyla devam edebilirsin.

İlk filmde daha yavaş ilerleyen bir rahatsızlık gözlemlemiştik. İlk önce akıl hastanesine yatırılan gencecik bir kızın korku içerisinde yaşadıklarını anlatmaya başlaması, yüzündeki kocaman gülümsemeyle kendine yaptıkları ve sonrasında doktorumuzun başına gelenler… 

"Laura Weaver" (Caitlin Stasey)

Elbette niteliklerini ve etkilerini gösterebilmek adına konu ve aksiyonun ağırdan alınması çok doğru bir karardı. Bu da olabildiğince az korku unsuru içermesine rağmen Smile’ı ödümüzü kopartan bir film haline getirdi diyebiliriz. Üstelik sadece tek bir gülümseme ile.

İki yıl sonra gelen devam filmi ise ilk filmdeki musibetimizin bir pop yıldızı olan Skye Riley’ye musallat oluşuna odaklanıyor. Birkaç yıl öncesinde erkek arkadaşıyla birlikte korkunç bir araba kazası geçiren Skye, bu kazanın etkilerini hayatının hala en derinlerinde hissetmekte. Yıllar sonra sahnelere dönmeye, büyük bir turneye çıkmaya hazırlanırken dans provası yapılıyor ve bu sırada aniden belinin sakatlandığını hissediyor. 

Daha önce ismini duymuş olabileceğiniz bir ilaca bağımlılığı olduğunu ve sakatlanan beli için bu ilacı kullanması gerektiğine inanan karakterimiz, öncesinde de etkileşiminin olduğu bir arkadaşına tedarik için uğramak durumunda kalıyor. 

İlacın ismi Vicodin. Hatırlamakta güçlük çekenler varsa, daha öncesinde House M.D. dizisinde Doktor Gregory House’un bağımlılığının olduğu ilaç olarak da anımsayabilirsiniz. 

"Dr. House" (Hugh Laurie)

Arkadaşı Lewis’in ürkütücü apartmanına gelen Skye, beklenmedik bir tepki ile karşılaşıyor ve sonrasında olanlar oluyor diyelim. 

"Lewis" (Lukas Gage)

İçerisine girdiği kişiyi öldürmeden öncesinde karşısındakine güzelce bir gülümseten iblis, Skye’a da iyisinden bir travma hediye ediyor. Sanki karakterimizin hayatı çok güzel gidiyormuş gibi buradan sonra daha da tepetaklak ilerleyen bir süreç içerisine dahil oluyoruz. 

Bir pop yıldızı olmanın getirdiği, en azından bizim gözlemleyebildiğimiz bütün dezavantajları yaşıyor Skye. Sürekli göz önünde olması onun bu süreci gizli yürütememesiyle, daha da panik olmasıyla ve zaten güvenmediği insanlarla çevrili olan etrafına daha da az itimat etmesiyle sonuçlanıyor. 

İblisimizin en sevdiği şey halüsinasyon gördürmek olduğu için, film birkaç noktada güzel ters köşelere ev sahipliği yapıyor ve birçok noktada sizi ciddi anlamda gafil avlıyor. Ana karakterimiz gibi kime ya da neye güveneceğimizi şaşırıyoruz. Hatta bu olay bir noktadan sonra kartopu etkisiyle giderek büyüyor, neyin gerçek neyin hayal olduğu konusunda şüpheye düşürmeye başlıyor. 

Filmin çekimleri, sinematografisi ve özellikle performansları çok başarılı. Ana karakterimiz Skye, gerçekte de bir şarkıcı olan Naomi Scott tarafından canlandırılıyor ve Scott'a oyuncu kadrosunda; Lukas Gage, Dylan Gelula, Rosemarie DeWitt ve Jack Nicholson'ın oğlu olduğunu bilmesek bile şu gülüşten sonra kesinlikle oğlu diyeceğimiz Ray Nicholson eşlik ediyor.

Jack Nicholson, Ray Nicholson

Smile 2’nin ilk filme kıyasla ciddi anlamda yüksek bir şiddet oranı var. Daha yavaş, tempolu ve gergin ilerlemektense konuya bodoslama dalıp sonra ipin ucunu kaçırmayı tercih ediyor. İkinci yarıdan sonra ise kontrolünü kaybeden bir hız treni var sanki karşımızda. 

Birkaç noktada “Bu kadarı da fazla ama!” dedirtse de korku filmlerinden haz etmeyen biri olarak bile filmin genel olarak ruhsal rahatsızlıklar konusuna açtığı diğer kapı, izleyiciye farklı bir açıdan bakabileceği ihtimalini de vermiş olmaları fazlasıyla hoşuma gitti. 

Muhtemelen bu serinin uzun bir süre sonu gelmeyecek. Halkanın bir yerde kırılacağına dair umudum var ama bakalım bu yolda kaç kişi daha telef olacak... 


Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek isterseniz, kanalımı takip edebilirsiniz :)
Paylaş