Başrollerinde; Oscar Isaac, May Calamawy ve Ethan Hawke'ın bulunduğu dizi; Doug Moench ile Don Perlin tarafından yaratılan ve ilk kez 1975 yılında "Werewolf by Night" çizgi roman serisiyle hayatımıza giren Moon Knight karakterinin çok başarılı bir televizyon uyarlaması.
Disney+ tarafından üretilen altıncı Marvel dizisi olan Moon Knight, altı bölüm süren ilk sezon serüvenine, "Steven Grant" karakteri ile başlıyor.
İngiltere'de bir müzenin hediyelik eşya bölümünde çalışmakta olan Steven, yalnız yaşayan ve uykusuzluk problemi ile boğuşmakta olan bir adam.
Aynı zamanda anılarının bir kısmının kaybolduğunu, artık rutin haline gelen bayılmalarının bilmediği yerlerde uyanmasına sebep olduğunu, kaybolan sürede olanları ise hiçbir şekilde hatırlayamadığını fark eder.
Çok geçmeden, bu kayıp sürede neler yaşandığı, Steven'ı olup olmadık yerlere, farklı maceralara sürükleyen kişinin, aslında kendi içerisinde yaşayan bir başka kişi olduğu ortaya çıkar...
"Marc Spector"
Steven'ın tam zıttı kişisel özelliklere sahip olan Marc, oldukça ciddi ve anlaşması zor bir karaktere sahiptir. İstemeden de olsa oyuna dahil ettiği Steven ise Marc'ın da hayatını büyük ölçüde etkiler. Çünkü Marc, Amerikalı bir paralı asker olmakla birlikte, Eski Mısır'da "Ay Tanrısı" olarak bilinen Khonshu'nun özel güçlerinin bahşedildiği kişidir.
İngiltere'den Mısır'a uzanan bu yolculukta, karakterlerimizi büyük sorunlar ve tuzaklar bekliyor, ancak şu detaya değinmeden de geçmek istemem: Normal bir diziye oranla çok daha düşük bir bütçeye sahip olan Moon Knight'ta, muhtemelen yine bundan kaynaklanan bir durum dolayısıyla, çok fazla oyuncuyla karşılaşmıyoruz.
Hikâyenin sonraki adımlarında karşımıza çıkan May Calamawy'nin "Layla" karakteri, diziye beklenmedik derecede güzel bir renk katıyor.
Dizinin kötüsü, tarikat lideri "Arthur Harrow"a hayat veren Ethan Hawke ise gerçek hayatta Oscar Isaac'in çok yakın arkadaşı ve komşusu olması sebebiyle bu şovda yer almayı kabul etmiş. Hawke, son derece sakin bir karakter olan Harrow'un tüm ürkünçlüğünü başarıyla yansıtmış ve bu diziye çok yakışmış.
"Layla" ve "Arthur" karakterleri dışında gördüğümüz kişiler kalıcı karakterler değiller ve burada aynı anda birkaç kişiyi canlandırmak durumunda kalan Oscar Isaac'e gerçekten büyük iş düşmüş.
"Steven" ve "Marc" karakterlerinin birbirlerine tam anlamıyla zıt olan kişiliklerini, çizgi romanlara oldukça benzer ve çok doğru bir biçimde yansıtmış fakat; çizgi roman dünyasının kafası en karışık kahramanlarından biri olan Moon Knight, aslında bünyesinde bir karakter daha barındırıyor...
"Jake Lockley"
Dizide, Jake'e dair çok detay göremesek de bu beden içerisinde yaşayan en korkunç isim olduğu rahatlıkla söylenebilir. Latin kökenli olan karakterin bir taksi şoförü olduğu, tehlikeli işlerle uğraştığı ve diğer iki kişiliğine oranla çok daha şiddet yanlısı biri olduğu biliniyor.
Oscar Isaac; farklı kişiliklere, aksanlara, yaşam tarzlarına sahip olan ve mecburiyetten aynı beden içerisinde yaşayan bu üç karaktere, hayret edilesi derecede başarılı bir şekilde hayat veriyor.
Diziye ayrılan bütçenin düşüklüğü, görsel efektlerin kötülüğünden de belli oluyor ancak kostümlerin güzelliği, dizinin genel olarak başarılı senaryosu ve son derece yetenekli oyunculara sahip olması sebebiyle, "efektler" seyir zevkinizi etkilemiyor ve göz ardı edilebilir detaylar arasında yerini alıyor.
Zamanla, MCU'ya dahil edileceği bilinen Moon Knight karakterinin orijin hikâyesinin anlatıldığı dizi, diğer klasik Marvel yapımlarından oldukça farklı bir havaya sahip. En önemlisi de daha öncesinde hiçbir Marvel yapımı izlememiş olan birinin bile gönül rahatlığıyla başlayabileceği bir dizi olması.
Marvel'ın; "Loki" ve "Wandavision" gibi Disney+ dizileri arasındaki en iyi işlerden biri olan Moon Knight'a, hala ikinci sezon onayı vermeyerek neyi beklediğini merak ediyorum ve birçok kişi gibi yeni sezonu ben de sabırsızlıkla bekliyorum.
Yorumlar