Yeni gelen her bölümde, “tamam bu sefer olacak” dedirten, ancak her seferinde biraz daha fazla hayal kırıklığıyla uğurladığımız House of the Dragon’ın "Smallfolk" isimli, 2. sezon 6. bölümünün incelemesine hoş geldiniz. 

⚠️
Yazı spoiler içeriyor olacak, lütfen dikkat et.

Geçtiğimiz bölüm kraliçenin oğlu Jace, Rhaenyra’nın kan bağlarının bulunduğu aileler konusunda aklını çelmiş ve mahzenlerinde beklemekte olan üç büyük ejderhanın yeni binicilerinin bu aileler arasından bulunabileceği ihtimaline dikkat çekmişti. 

Kraliçenin araştırmalarının bir kısmı sonuca ulaşmış ve damarlarında bir Targaryen kanının parçasını taşıyan Lord Steffon Darkyln, Rhaneyra’nın ilk eşi Leanor Velaryon’un ejderhası Seasmoke’un yeni binicisi olmak üzere Dragonstone’a getirilmiş. 

Darkyln Hanesi’nin kraliçeye bağlılığını ilan eden nadir ailelerden olduğunu daha öncesinde konuşmuştuk. Lord Steffon ayrıca Kral Viserys’in eski lord kumandanı da olduğu için kendini kraliçeye daha yakın hissediyor, hem de kan bağı olarak yakın oldukları için Seasmoke için çok doğru bir tercihmiş gibi görünüyor. Fakat sadece seçeneklerden biri olarak kalması daha iyi olacaktı sanki, yazık oldu adamcağıza. 

Binicisini ejderha bulmaz!

Georoge R. R. Martin’in yarattığı bu kurgusal evrende birçok şey mümkün olabilir. Ağaçlar sizinle konuşabilir, bir ejderhaya zombiye dönüşebilir, en güvendiğiniz insan sizi sırtınızdan bıçaklayabilir ya da en vasıfsız olarak gördüğünüz insan bir kral bile olabilir. Fakat ejderhalar konusunda kesin bir gerçek var ki, o da; bir ejderha, sahibi ölmeden başka biriyle bağ kuramaz. 

"Laenor Velaryon" (John McMillan)

İlk sezonda normalde ölmesi gereken karakterlerden biri olan Laenor’un, kılık değiştirip diyardan ayrıldığını görmüştük. Doğal olarak ejderhası Seasmoke’un da boynu bükük kalmıştı. Binicisiyle kurduğu bağ bir çeşit Wi-Fi bağlantısı gibi bir şey mi bilemiyorum, adam kapsama alanı dışına çıkınca, hayvancağız başkasıyla bağ kurmaya çalışmış da olabilir. Ancak ejderha sahibi yaşamını yitirmeden bir ejderha kesinlikle başka bir biniciye bağlanamıyor.

Bu da bizi ikinci sezonun üçüncü bölümüne, Rhaenyra’nın Seasmoke’un son günlerde ne kadar huzursuz olduğunu söylediği kısma getiriyor. Laenor buradan sağ salim ayrılmış olabilir, fakat gittiği yerde hayatını kaybetmiş olmalı ki ejderhası yeni birine bağlanabilsin. Seasmoke'un huzursuzluğu buna yorulabilir diye düşünüyorum. 

Gelelim asıl olaya. Lord Darklyn’i kuzu çevirmeye döndüren Seasmoke, bölüm sonunda gördüğümüz kadarıyla kendi binicisini bulmak için yeni bir maceraya çıkıyor. “Öyle saçmalık mı olur?” dediğinizi duyar gibiyim, kesinlikle hak veriyorum, çünkü aynı tepkiyi ne yazık ki ben de verdim. 

Alyn ve Addam, ikinci sezonda tanıştığımız yeni karakterlerimizden. Haklarında Leanor Velaryon’un çocukları olduğuna dair çeşitli iddialar bulunsa da Leanor’un kadınlara karşı ilgisinin minimum düzeyde olması sebebiyle, bu iki çocuğun çok büyük ihtimalle Corlys Velaryon’un gayrimeşru çocukları olduğu düşünülüyor. Ayrıca merak etmeyin, ataları arasında Targaryenlar bulunduğu için ince bir çizgi de olsa Velaryonlar da damarlarında Targaryen kanı taşıyorlar. 

Yedi bölümdür aynı limanda ne yapıyoruz biz?

"Corlys" (Steve Toussaint), "Alyn" (Abubakar Salim)

Bu konudan genel izleyicinin de şikâyet ettiğinin farkındayım ve artık biraz fazla göze çarpıyor gibi hissediyorum. Yedinci bölümden yayınlanan Alyn ve Corlys’in fotoğrafı, karakterlerimizi sezon başından beri aynı yerde gördüğümüzü ve bir kez daha göreceğimizi gösteriyor.

Limanda çalışıyor elbette aynı yerde olacak diyebilirsiniz; ancak ne bileyim, geminin içi olur, güverte olur, aynı bölgenin farklı bir yönden çekilmiş hali olur. Yeter ki artık farklı bir açı görelim, ciddi anlamda sıkıldık. 

King's Landing

Diğer yanda Lannisterlar ve batılı müttefikleri, Nehirova düzlüklerini arşınlamak ve Harrenhal’u kuşatmak için yola çıkmak üzereler fakat yanlarında Kral Naibi Aemond ile Vhagar’ı koruyucuları olarak görmek istiyorlar. Yeni kral için bu elbette büyük bir hakaret ve bu saygısızlığın konuşulduğu yeşiller konseyinin hararetiyle başlıyoruz bölüme. Aemond’un siniri Lannisterlar’ı azarlamakla da geçmiyor ve hiçbir işe yaramadığını düşündüğü sevgili annesi Alicent Hightower’ı atıyor konseyden. 

Burada aralarında ilk defa duygusal bir an izlemek üzereyken her ikisinin de buz gibi tavırları yüzünden bölünen bir sahne izliyoruz. Bir anne çocuğunu ne kadar az sevebilir, ya da bir evlat annesine ne kadar katı davranabilir, adeta bunu gösteriyorlar bize. 

Sefalet içerisinde olan halk, derin sulardan gelen gizemli paketlerin yardımıyla bir nebze olsun ferahlıyor. Bu basit görünen hamleyi kraliçemiz lehine atılan ufak bir çentik olarak sayabiliriz çünkü şu an yönetimde olan ve Rhaneyra’nın deyimiyle, “Kraliçenin tahtını gasp eden yeşiller” küçük bir şehrin bile geçimini sağlayamayacak kadar kötü bakıyor King’s Landing halkına. 

Son olarak, görsel efektleriyle, başarılı senaryosuyla, inanılmaz performanslarıyla değil, iki haftadır sadece müstehcen sahneleriyle adından söz ettirebilen House of the Dragon, tam olarak müstehcen sayılmasa da bu hafta da bu konuda küçük çaplı bir krize imza atıyor. 

Aşk üçgeni

White Worm ismiyle bildiğimiz fısıltıların efendisi ve aynı zamanda Daemon’ın eski sevgilisi olan Mysaria, kendisi hakkındaki üzücü hikâyeyi paylaştıktan sonra kraliçeyle aralarında ufak bir yakınlaşma gerçekleşiyor. Artık bazı sahnelerin kitapta bulunmadığını söyleme gereği bile hissetmiyorum, olayların gidişatından zaten anlıyorsunuzdur... 

Normalde, elbette aralarında böyle bir durum söz konusu değil. Olamaz mıydı, elbette olabilirdi. Çünkü, başarılarını bir kenarı bırakalım, isimleri çoğu zaman çarpık ilişkileriyle anılan bir aileden bahsediyoruz. Targaryenlar’ın eşcinsel ya da biseksüel olmalarına zaten kimse şaşırmaz. Fakat burada olay, karakterlerin cinsel yönelimi değil. Dizinin bariz biçimde giderek azalan ivmesini böyle çıkışlarla yükseltmeye çalışma çabası. Normalde böyle bir sahnenin senaryoda da yer almadığını, anlık gelişen bir durumla gerçekleştiğini söylüyorlar. Hadi bu öyleydi diyelim, bir önceki bölümdeki Daemon ile annesi konusunda ne diyeceksiniz?

Daemon’ın yokluğundaki duygusal boşluğunu Mysaria ile tamamlamaya çalışan kraliçe, Seasmoke’un kendine yeni bir binici bulduğu haberini aldıktan sonra işini gücünü bırakıp hedefine doğru yol almaya başlıyor ve biz de bölüm sonunda nihayet ana konumuz olan ejderhalara geri dönüyoruz. 

Alicent ve Helaena'nın halk tarafından kovalandığı, Seasmoke'a şarkılar söylendiği, Viserys'in bir görü olarak bile olsa göründüğü ve Aegon'un Yumruayak'tan yardım dilendiği sahnelerin hakkını da yemek istemem bu arada. Bazı sahneler saçmalığın daniskası olarak karşımıza çıkartılsa da, bazıları gerçekten kitabın sayfalarını çeviriyormuşuz hissiyatını verebiliyor.

Koca bir ansiklopedi kalınlığındaki Ateş ve Kan’ın, bu kadar durağan ve sıkıcı bir hale getirilebileceğini hiç düşünmezdim. Halbuki yapmanız gereken tek şey elinizdeki rehberin anlattıklarını uygulamak, ama elbette kendiniz bilirsiniz. İnatlaşması sizden, eleştirmesi de bizden olsun. 

Final bölümünü iple çekiyorum ama olacakları çok merak ettiğim için değil, dizinin bir an önce bitmesi için. 


Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek isterseniz, kanalımı takip edebilirsiniz :)
Paylaş