Joaquin Phoenix’e kariyerinin ilk Oscar’ını kazandıran Joker (2019), takdir edersiniz ki devrim niteliğinde bir filmdi.

Joker (2019)

DC’nin efsane karakteri, şimdiye kadar Jack Nicholson, Heath Ledger ve Jared Leto gibi çeşitli yapımlarda birçok aktör tarafından canlandırıldı. Vefatı sonrasında gerçekleştirilen törende Joker karakteriyle ilk kez Oscar kazanan Ledger’ın ardından, 2019 yılındaki solo filmdeki ayakta alkışlanacak performansıyla bu karakteri tekrar taçlandıran isim de Phoenix oldu.

"Joker" (Jack Nicholson, Jared Leto, Heath Ledger)

Role hazırlanmak için verdiği kilolar, aylar boyunca üzerinde çalıştığı kahkaha egzersizleri ve elbette uzun süre akıllarımızdan çıkmayan efsane performansı ile Phoenix, bu ödülü fazlasıyla hak etti. Eminim bu konuda aksini düşünen kişi sayısı da çok azdır.

Üzerinden belirli bir süre geçmesinin ardından sürpriz bir şekilde Joker’e bir devam filminin geleceğini öğrendik.

Eminim hepimiz, böylesine kendisine özgü ve derdini tasasını tek bir yapımla izleyiciye zaten anlatmış olan bir karakter için "Devam filmine ne gerek vardı?" diye de bir süre düşündük. Ancak elbette ki ilk filmiyle "R dereceli" olmasına rağmen 1 milyar dolar hasılat barajını aşan filme, Todd Philips, Joaquin Phoenix ve özellikle Warner Bros.’un fazlasıyla istekli olması durumu ikinci filmi kaçınılmaz kıldı.

🃏
Yazı, Joker: İkili Delilik filminden spoiler içermiyor. Gönül rahatlığıyla okumaya devam edebilirsin. :) 

Öncelikle filmin sadece para kazanma amaçlı yapılmadığı elli kilometre öteden belli oluyor. Tabii ki bunu anca prodüksiyon şirketini devre dışı bırakarak söylemek mümkün. Philips’in; hikâyenin Arthur’un işlediği suçların devamında cezasını çekme ve duruşma sürecini, kafasının içerisindeki çözümlenmesi neredeyse mümkün olamayan sanrılarıyla harmanlanmış biçimde özellikle de müzikal dokunuşlarıyla birlikte vermesi, bana kalırsa son derece cesurca bir hareket.

Hikâyemiz, ilk filmde yaşanan büyük cinayetin hemen sonrasında geçiyor. Joker, Arkham’ın karanlık ve iç bunaltıcı akıl hastanelerinden birinde esaret altında ve buradaki odalardan birinde koroyla birlikte bir şarkıya eşlik eden gizemli bir kadınla göz göze gelerek değerli bir an paylaşıyor. Tahmin edeceğiniz üzere bu kişi Lady Gaga’nın Lee Quinzel’i. 

Hikâyenin büyük bir kısmında yer alan Lee, içerideki yaşamı süresince bitap düşmüş olan Arthur’a hayatın hala bir anlam ifade edebileceğini kanıtlar nitelikte destek çıkmak için çabalıyor. Arthur’un sanrılarında da gerçek yaşamında da fazlasıyla yer veriliyor karakterimize. 

Koca bir müzik kutusu.

Oyunculuklara söyleyecek söz bulamıyorum. Joaquin Phoenix yine deli gibi zayıflamış, kendini Arthur Fleck’e dönüştürebilmek için tekrar acınası bir görünüme bürünmüş. Fakat buna değmiş mi, inanın bilemiyorum.

Oscar ödüllü Lady Gaga’nın performansını zaten her zaman çok beğeniyorum. Kendisini şimdiye kadar birçok yapımda izleme fırsatı elde ettim ve Harley Quinn karakterinin izin verildiği ölçüde deliliğini çok güzel yansıtabildiğini de düşünüyorum. 

Ancak karakter, doldurması gereken boşluğa bir türlü yeterli gelmiyor. Alt metni boş, yan karakter olmaktan bile uzak bir Harley var karşımızda. Bir Lee mevzusu açılıyor ama, bizi de sanki daha önce hiç izlemediğimiz bir dizinin üçüncü sezonundan yeni başlamış gibi bir şaşkınlık kaplıyor. Çünkü Lee'nin kim olduğuna dair bir fikrimiz yok. Karakter yeterince tanıtılmıyor. Bu kadar güzel bir orijin hikâyenin bu şekilde harcanmasına üzüldüğümü belirtmeden geçmek istemiyorum.

Gaga’nın sesini veya müzikal performansını eleştirmek haddim değil. Çünkü her anlamda aşırı yetenekli bir kadın olduğunu düşünüyorum. Film için yazılan şarkılar, Harley’nin Joker ile olan görünmez bağı, Phoenix’in şarkılara eşlik ederkenki özgüveni, genel olarak müzikal sahnelerde birbirleriyle olan nefis uyumları derken her şey güzel ilerliyor. 

Fakat bu film bir Joker filmi değil.

Tıpkı filmin kendisinde de belirtildiği gibi, sanırım bu konuda da hemfikiriz. Bu bir Joker filmi değil. Zinden düşmüş, itin kopuğun maskarası olmuş Arthur’un içerisinde isyana, sistem karşıtlığına, kendi doğrularının önemine dair neredeyse esame kalmamış. Harley, Arthur’un içerisinde kalan bu minik közü harlamaya çalışıyor, belirli bir noktaya kadar başarılı da oluyor ancak onun istediği şey de Arthur değil, Joker’in ta kendisi. 

Filmin çok düşük reaksiyonlar, hatta nefret söylemleri almasının en büyük nedeni de bu bence. Seyircilerin bu devam filminde bolca aksiyon, isyan ya da dışa vurulacak bir başka yoğun hissin beklentisini taşıyor olması, fazlasıyla sarsıntılı bir varoluşsal krizin eşiğinde olan Arthur’un duygusal değişimleri ile bir türlü uyum sağlayamıyor.

Çünkü bu bir Arthur Fleck filmiydi. (E o zaman adına 'Joker' demeseydiniz be kardeşim...)

Neticesinde…

Joker için başka bir yol tercih edilebilirdi. Şahsen ben bu karakterin fazlasıyla karanlık havasının Robert Pattinson'ın Batman'iyle kesişmesini isterdim. Bir ikinci film olacaksa, bu Joker ve Batman'i karşı karşıya getirmeliydi.

Elbette böyle bir filmi franchise haline getirmek doğru bir karar olmazdı. Fakat devam hikayesinde sanatsal bir yönelime evrilmek de pek doğru bir tercih olmadı bana kalırsa. Her ne kadar Arthur’un görülerinin müzikal biçimde verilmesini sevsem, hatta müzikal kısımları filmin kendisinden daha başarılı bulmuş olsam da, ortaya “eh” bir iş çıkmış olduğu gerçeğini değiştiremiyor İkili Delilik

Finaline geldiğimizde de beklenilenden daha sert, fakat eninde sonunda olacağını tahmin ettiğimiz bir olayla veda ediyoruz. Üzücü, can yakıcı, kimi izleyici için de hayal kırıklığı ile sonuçlanan İkili Delilik, iyisiyle ya da kötüsüyle Joaquin Phoenix’in efsane performansı ile üzerine düşeni yaptığı ve Joker kitabının kapağını tamamen kapattığı film olarak hafızalarımızda yerini alıyor. Daha fazlası değil...


Yaren’in Köşesi
muggle’lar mı? onlar hiçbir şey görmezler ama çatal batırırsan hissederler. merhaba, ben Yaren. çocukluğumdan beri tutkunu olduğum fantastik dünyalara, filmlere, kitaplara, dizilere ve çizgi romanlara dair videolar yapıyorum. ben bu videoları yaparken çok eğleniyorum, eğer siz de bana eşlik etmek isterseniz, kanalımı takip edebilirsiniz :)
Paylaş