Serinin üçüncü filmi Now You See Me, Now You Don't, açılışından itibaren yüksek bir ritimle ilerleyeceğini belli eden bir enerji taşıyor. Yine. Önceki filmlerde aldığımız o tadı yine almak paha biçilemez. Ama bunu filmin geneli için söylemek mümkün mü? Gelin, bunu konuşalım işte.

🃏
Yazı, Now You See Me, Now You Don't'a dair spoiler içermeyecek.

Dört Atlı yeniden sahnede, ancak artık yalnızca kaçamak numaralarla doldurulmuş bir gösteri sunmuyorlar; daha geniş bir yapının daha büyük bir oyunun içine konumlanmış durumdalar. Artık kandıran değil, kandırılan durumdalar; gösteri ilk dakikalardan itibaren seyirciyi tempolu bir dünyanın içine çekiyor ve Now You See Me, Now You Don't, bu kez gerçekten "işler büyümüş" hissini veriyor.

Hikayemizin yapısı klasik hırsızlık metodunun ötesine geçip daha uluslararası, daha karmaşık bir plana yaslanıyor. Bu genişleme kararı kimi anlarda etkileyici, kimi anlarda ise fazla kalabalık hissettirebiliyor. Bunu bir olumsuzluk olarak nitelendirmiyorum; yeni karakterlerimiz, filmin kurmayı tercih ettiği hikayeyle birlikte bizimkilerin arasına çok güzel bir şekilde kaynamayı başarıyor. Fakat filmin genel konusunda risk almamayı tercih etmiş olmaları, beklentinin biraz düşmesine neden oluyor haliyle.

Genişleyen sınırlar

Seriye dokuz sene sonra eklenen filmde, ekibimiz hem yeni bir düğümü çözmeye çalışıyor hem de kendi geçmişlerinden kalan meselelerle yüzleşiyor. Karakter gelişimleri derin birer dönüşüm sunmuyor belki ama hem "yeni izleyicilere" yönelik oluşu hem de geçmişin kapılarını tamamen kapatmayı tercih etmeyişi, fazlasıyla doğru bir karar. Eski dostlarımızla yıllar sonra yeniden karşılaşmış gibiyiz. Ekip üyeleri arasındaki kimya hala fazlasıyla güçlü, her karşılıklı sahne üzerlerinde yılların o özlediğimiz alışkanlıklarını taşıyor gibi tasarlanmış.

Yine de, böyle bir seri için bir tık basit olduğunu düşündüğüm hikaye, kendince yaptığı birkaç hamle ile öne geçmeye çalışıyor. Büyü numaraları ve kurulan katmanlı planlar öylesine viteste ilerliyor ki bazı duygusal çıkıntılara yeterince yer bulamıyor gibi hissediyoruz. Bu da izleyicide "eğleniyorum ama biraz daha hissetmek isterdim" duygusu yaratabiliyor. Buna rağmen film, seyri keyifli kılacak kadar, izleyicinin odağını üzerinde tutacak kadar akıcı olmayı başarıyor.

Yeni yüzler, yeni tatlar

Serinin yıllar sonra geri dönmesinde verilen en doğru kararlardan biri de ekibe yeni isimlerin dahil edilmesi olmuş. Hikayeye taze birer soluk getiren bu oyuncular, mevcut enerjiyi yükselterek filme beklenmedik bir dinamizm katmış. Elbette bizim Atlılar’ın hikayesini merak ediyor ve onları yeniden görmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz ancak bu kez aslında sahne, yeni Atlılar’ın. Filmi izlemeden önce böyle söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama iyi ki katılmışlar.

Onların hikayeye yerleştirilişi o kadar doğal ve aynı zamanda doğrudan ki, izleyici yaşadığı ilk şokun ardından "tamam, şimdi ilgimi çektiniz işte" demek zorunda kalıyor. Ama ona rağmen hikayenin ana damarının potansiyeli daha cesurca kullanılamıyor. Her ne pahasına olursa olsun, risk alınmasına alışkın olduğumuz bu serinin üçüncü filminde eksik olan tek tat belki de buydu.

Sürprizlerle tamamlanmak

Risk konusunda biraz sıkıntıları var belki ama Now You See Me, hala şaşırtmayı başarıyor. Yönetmen her köşeye küçük oyunlar saklamayı sürdürüyor ve seyirciyi de tahminlerde bulunmaya davet ediyor. Biliyorsunuz bu seri zaten hiçbir zaman mantık üzerinde iddiaları bulunan bir iş olmadı, hep ritmi, parıltısı ve numaralarından doğan büyü ile devam etti yoluna. İşte üçüncü film de gerek oyunları, gerek o özlediğimiz samimi konuklarını karşımıza çıkararak tam da bunu başarıyor: Eğlendirmeyi, şaşırtmayı ve tempo kaybetmemeyi.

Eksiklerle birlikte tadını bulmak

Konuştuğumuz gibi, bu sefer alışkın olmadığımız biçimde, bazen kendi konfor alanından çıkmak istemeyen bir film var karşımızda. Bence büyük potansiyelini tam olarak kullanmamasının nedeni, iki film arasındaki uzun sürenin yeni izleyicileri ürkütmesini istememesi ve bu beklentiyi bir sonraki filme taşımayı tercih etmesi olabilir. Daha güçlü bir karakter çatışması, daha radikal bir karar bu filmi serinin en iyisi yapabilirdi belki ama bunlara rağmen bile kötü bir film olduğunu düşünmüyorum. Belki de o gençlik ateşinin yitmiş olmasıyla sadece biraz fazla temkinli.

‘Now You See Me 4’ Yapım Aşamasında
Serinin üçüncü filmi ‘Now You See Me, Now You Don’t’ ismini alırken, dördüncü filmin de yolda olduğu açıklandı.

Now You See Me, Now You Don't, eğlence değeri açısından kesinlikle izlenmeye değer. Hızlı ritmi, renkli kadrosu, taze karakterleri ve zekice yerleştirilmiş numalaralarıyla sıkılma ihtimali neredeyse ortadan kaldırıyor. Film belki "mükemmel" değil, ama "pişman da etmez" çizgisinin üzerinde sağlam adımlarla duruyor.

Son perde

Genel tabloya baktığımız zaman; üçüncü filmin, serinin büyüsünü tamamen yitirmediğini, sadece farklı bir yöne doğru evrilmiş olduğunu görüyoruz. Daha büyük ölçekli, daha hızla akan, daha geniş bir evren sunuyor. Eksikleri var, ama eğlendirmeyi de başarıyor. Belki daha cesur olabilirdi ama yine de o kendine has şaşkınlık hissini yaşatmayı başarıyor. Kısacası Now You See Me, Now You Don't, serinin sihrini tamamen yeni bir tona taşıyan; bazı yerleri harika, bazı yerleri yarım ama toplamda kesinlikle izlenmeye değer olan kocaman bir illüzyon vadediyor. ✨🪄

Paylaş